Zor dostum zor

Haberin Devamı ›
Felaketler zinciri, Süper Kupa Finali’nde Galatasaray karşısında yenilgi ve kaptırılan kupa ile başladı. Ligin ilk maçında 2-0 öndeyken ve “Konya teslim oldu” diye düşünürken arka arkaya gelen üç golle şöhretler onbiri yerle bir oldu. ”KAZA” dedik.
Hay demez olaydık. Meğer bizler üçüncü bir acıyı yaşayacakmışız. Arsenal geldi, antrenman bile yapmadan sahaya çıktı ve resmen ders verdi. Böylece Devler Ligi
hayal oldu.
Sayın hocam; Fenerbahçe Yönetimi emrine Türkiye’nin en iyi futbolcularını sundu. Yılın transferi Emenike için Spartak Moskova’ya tam 13 milyon Euro saydı. Keza Alper için de Eskişehir’e milyon Euro’lar ödedi. Ama sen, Alper ve Emenike’yi uzun süre yanında oturttun. Bunu yapmaya hakkın yok diye düşünüyorum. Bu ikili herhalde kenarda beklesin diye alınmadı. Cristian da öyle. Dört aydır sakat olan Gökhan’a bu maçta şans vermen de büyük hata idi.
İçim cızzz etti
Şu sütunlarda hep yazdım, “Stoch’u bırakmayın” diye. Koskoca teknik direktör herhalde benim lafımla hareket edecek değil ya. Ama herkes görüyor. PAOK forması altında adam fırtına gibi. İki maça çıktı biri lig.. İkincisini de Avrupa Kupaları’nda Schalke’ye karşı oynadı. Bilanço iki gol.
Alex’e de aynı yanlışlar yapılmıştı. Üçüncü yanlış yolda. Geçen yılın flaş adamı genç Salih yok. Sezon başlamadan “kiraya verin“ diyenler, Konya yenilgisinden sonra faturayı ona kestiler. Bir maçta göklere çıkar, yıldız ilan et, sonra da “satın bu adamı“ diye oturduğun yerden fetva ver. Olmaz öyle şey..
İstifa sesleri yanlış
Tribünlerden yükselen “İSTİFA” seslerini yanlış buluyorum. Durun bakalım, daha işin başındayız. Fener’in önünde aylar sürecek koca bir lig var. Kupalar var.. Şampiyonlar Ligi hayal oldu ama UEFA var.
Kaptan Emre ve Meireles’e yapılan protestolar da yersiz. Bu iki büyük klas, Fener’in gözbebeği. Bir maçta kötü oynadılar diye acımasızca eleştiri oklarının hedefi oluyor. Özellikle Emre’ye haksızlık edildiğini düşünüyorum.
Suat Kılıç’a aynen katılıyorum
Gençlik Spor Bakanı Suat Kılıç‘ın Arda konusundaki açıklamasına aynen katılıyorum. Sayın Bakan, Arda’nın Türkiye’ye geri dönmesinin istenmesi ile ilgili bir soruya “Uluslararası ölçekte top koşturan hiçbir futbolcu Türkiye’ye dönmemeli“ demiş ve devam etmiş: “Bir Barcelona’da, bir Real Madrid’te, bir Manchester United’te Türk futbolcusu Türk insanının gururu olabiliyorsa ve adını telaffuz ettirebiliyorsa, takımı şampiyonluk kazandığında o ülkenin takımı ile birlikte Türk bayrağını boynuna takıp sevinebiliyorsa bunların Türkiye’ye dönmemesi gerekir diye düşünüyorum. Bunlar bizim adeta Olimpiyat spor elçilerimiz. Ayrıca Alman Milli Takımı’nda Mesut Özil’in adının zikredilmesi bana gurur veriyor.”
Yıllar önce Metin Oktay Palermo’ya gittiği zaman “Galatasaray’ın ve Türkiye’nin gol kralı İtalya’ya hoş geldin“ diye Çizme basınında manşetler atılmıştı. Kral ilk hazırlık maçında iki gol atarak seyircileri ayağa kaldırmıştı. Türkiye’den hayranlarından giden mektuplar.. ”Özledik“ telefonları.. ”Galatasaray Metin’i geri istiyor“ haberleri duygulu ve sevecen bir kişiliği olan Metin Oktay’ın kafasını karıştırmış, futbolunu etkilemişti. Bakıyorum bugün Arda için aynı şeyler yapılıyor. Hergün Galatasaray‘dan ”gel“ teklifleri yağıyor. ”Fener istiyor” haberleri manşetlerde. Gönderirken “aklın neredeydi“ diye sorana da rastlamadım. Lütfen İspanya’da gururumuz olan Arda’yı rahat bırakın.