Mourinho veya Guardiola gelse ne yazar

Oldum olası yabancı hocaya karşıyımdır. Hırvatistan’a yenildik suçlu bulundu; Guus Hiddink. Hemen salvo atışları başladı: “Ayda vergiler bize ait, 500 bin Euro alıyor. Türk futboluna acıdan başka ne verdi? Hep ülkesinde yaşıyordu. İki ayda bir Türkiye’ye geliyordu.”
İyi güzel de arkadaşlar; Bu Hiddink ’i Türk Milli Takımı’nın başına getirmek için az mı diller döküldü. Adam kendini kastıkça, üstüne üstüne gidildi. Bir yalvarmadığımız kaldı. Ancak, işler sarpa sarınca bir anda herkes hesap uzmanı oldu. Ve de her zaman olduğu aylık-yıllık hesapları yapmaya başladık. “Hiddink‘i 500 bin Euro aylık alıyor diye yeriyoruz, peki o na bu parayı verenlerin hiç mi kabahati yok? Yıllardır, her başarısızlıktan sonra sloganımız hep aynı oldu: “At gitsin. Sat gitsin. Kov gitsin...”
Bizde bu zihniyet olduktan sonra Mourinho veya Guardiola Türk Milli Takımı’nın başına geçse ne yazar? 1923’den bu yana milli takımda 57 teknik direktör görev yapmış. Hiddink gidince 58’incisi gelecek. Bir-iki yenilgiden sonra o nu da yolcu ederiz olur biter. Alıştık bir kere.
Haberin Devamı ›
Çare Anadolu mu?
Haberin Devamı ›
“Servet neden yok?. Semih niye çağrılmadı? Hiddink, takımı başından beri kötü yönetiyordu. (Oğuz ne iş yapıyor?) Sabri orta sahada oynatılır mı? Hamit göbeğe çekilmeliydi. Arda bilerek kart gördü. Hiddink’in burada zaman geçirdiğini yazdım ama çok fazla ilgilenen olmadı.” Maç öncesi ve sonrası yazarlarımızın görüşleri özetle bunlar.
Bereket ben kısa kestim. Bizdeki ulema takımının yazdıkları ve söylediklerini bir toplasam kitap olur. Bir şeye itirazım var;
İstanbul’da milli takım seyircisi yokmuş. Maçlar Anadolu’da oynanmalıymış. Bir kardeşimiz maçın İstanbul’da değil, Bursa’da oynanması gerektiğini 20 gün önce yazmıştım diyor. Güzel..
Şimdi burada bir nokta koyalım ve tribünlere dönelim; Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi futbolculardan biri olan Volkan, talihsiz goller yiyor. Üzüntüden kahrolmuş. Tribünlerden alay ve küfür... Keza, Volkan’ı yatıştırmaya çalışan Emre de bu küfürlerden payını alıyor.
20 Lira ver, tribüne çık, göğsündeki Ay-Yıldızlı armayla seni temsil edenlere hakaret et. Ağzına geleni haykır. Sana bu hakkı kim verdi? Hani stadlarda dört bir tarafta kamera vardı. Hani, küfür edenler hemen yakalanacaklardı? Ara ki bulasın.
Ama Volkan ve Emre’nin de karşılık vermeleri şık olmadı.
Gelelim İstanbul’da maç oynanmasın, seyircide milli takım bilinci oluşmamış diyenlere. Arkadaşlar, Türkiye’nin her yanında milli takım maç yapsın, tamam. Oradaki insanlarımız da bu heyecanı yaşasınlar, buna kimse itiraz etmez. Ama şunu unutmayın; milliler en büyük zaferlere İstanbul’da imza atmışlardır.
Eğer, İnönü, Saracoğlu ve Arena’da holiganların rüzgarı esiyorsa o zaman yapılacak tek şey var. O da milli maçların Olimpiyat Stadı’nda oynanması. Rüzgar alan taraftaki tribün biraz yükseltilirse bal gibi olur.
Kapalı spor salonu mu!
Geçenlerde biri sordu;“Açık spor salonu olur mu? ”Ne diyor bu diye suratına bakarken, cevabı da kendisi verdi; “Elbette olmaz ama dikkat ediyorum bazı spikerler basketbol veya tenis maçlarının sunumunu yaparken sıkça “kapalı spor salonu“ diyorlar. Benden iletmesi...
Haberin Devamı ›
Beşiktaş’ta zamanlama hatası..
Beşiktaş, Galatasaray’la hayati bir derbi maçı oynayacak. Herkes diken üstünde. Divan toplantısında Başkan Yalçın Karadeniz fazla çalım yaptığı gerekçesi ile “Quaresma’yı alkışlamayın” diyor. Sonra devam ediyor; “Taraftarımız iyi olanı alkışlasın. Takım için oynamayanı faydasız olanı alkışlamasınlar.” Teknik direktör Carvalhal ise tam aksini söylüyor; “Quaresma kesinlikle Türkiye’deki en iyi oyunculardan biri.” Bu biirrr.
İkincisi, Guti’nin yine derbi arefesinde Beşiktaş’tan ayrılışı. Hatırlıyorum, geldiği gün yer yerinden oynamış, sözleşmesi taraftarların huzurunda İnönü Stadı’nda yapılmıştı. Ancak, ne yönetim ne de teknik heyet o nun eğlence hayatına engel olamadı. Oysa o bir marka idi. Biraz üstüne gidilse, bu Beşiktaş’ta pekala oynardı. Beşiktaş’ın parası bol. Guti ile iki yıllığına 5.4 milyon Euro’ya anlaşmıştı. Guti kalsa, bu parayı alacaktı. Anlaşma karşılıklı olarak bozulduğu için 1.4 milyondan vazgeçmiş. Yani 4 milyon Euro almış. Yani anlayış göstermiş. Sevsinler böyle özveriyi. Hem gez toz, gece alemlerinden eksik olma, hem de paranın büyük bölümünü cebe indir çek git. Bu iki olay bana göre bir zamanlama hatasıdır..
Konuşmaz kızarız, konuşur yine kızarız
Yıllardır MHK başkanlarından şikayetçi olduk. “Konuşmuyorlar, başlarını kuma gömmüşler, telefonlara bile çıkmıyorlar ” diye feryat ettik. Yusuf Namoğlu başkan oldu, hakem hatalarını bir bir anlattı. Eleştirilere yanıtlar verdi. Şimdi de ‘konuşuyor’ diye Yusuf Namoğlu’nu tenkit ediyoruz. Konuşmaz kızarız, konuşur yine kızarız. Pes be birader.