Futbolcuya-antrenöre EVET Hakeme HAYIR!
Haberin Devamı ›
Eğer bazı hakemler maçın önüne geçmeye başladıysa...
Ki bana göre çoktan başladı!
O zaman MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu’nun şapkasını önüne koyup ‘yabancı hakem’ konusunu iyice bir irdelemesi lazım.
Hatırlayın;
2 Eylül’de bu köşede şunları yazmıştım:
“Futbolun güzelliklerini koruyalım diyoruz. Ancak hakem hataları yazılı ve görsel basında hep birinci planda. Hakemlerin, sonucu etkileyici kararları sahadaki oyunun önüne geçiyor. Onun için lütfen dikkat. Yarın öbür gün yabancı hakem konusu ortaya atılırsa kimse şaşırmasın.”
Sakın ‘olmaz’ demeyin.
Ligimizi cazip hale getirmek için yabancı futbolcuları milyon Euro’lar ödeyerek alıyoruz. Onları çalıştırmak için çuvalla Euro sarfederek yabancı hocaya kapıları açıyoruz. Ama konu yabancı hakem olunca ‘HAYIR’ diyoruz.
Adı ‘süper’ olan ancak süperlikle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu ligde haftalardır hakem hataları konuşuluyor.
Bazı kritik maçlarda ve derbilerde, eğer kulüpler de isterse pekala yabancı hakem davet edilir.
Onlar hata yapmaz mı? Elbette yapar ama kimse sonuçlardan önce ve sonra senaryo yazamaz ve dedikodu üretemez.
Bir Çoban’a bak...
Kasımpaşa-Çaykur Rizespor maçının hakemi Deniz Çoban, Lig TV muhabiri Alper Yemeniciler, Rıza Çalımbay’la söyleşi yaparken aniden bu ikilinin yanına geldi ve “Belki de yapmamam gereken bir şeyi yapıyorum ama içeri girerken iki takım aleyhine yaptığım hatalarını izledim ve çok üzüldüm” dedi. İki taraftan özür dilediğini söyledi.
Ekran başındaki milyonlar, bu sahneyi şaşkınlıkla izledi.
Çoban’ın daha sonra yaptığı açıklamada Rizesporlu oyuncuyu boşuna attığını söylemesi, penaltı kararının yanlış olduğunu açıklaması takdirle karşılandı.
Deniz Çoban doğru olanı yaptı, içini döktü.
Deniz Çoban hakemliği bırakıp bırakmama kararını bir hafta içinde vereceğini söylemiş.
Kuddusi Müftüoğlu’nun doğruları dobra dobra söyleyen Deniz Çoban’ı kararından döndürmesini bekliyorum.
Bir de Özkahya’ya...
Bu maçtan bir gün önce oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi gözümün önüne geldi.
-Beşiktaş’ın attığı ilk golün ofsayt olduğunu süzemeyen
-Ersan’ın Volkan’a yaptığı harekete kırmızı kart çıkarmayan
-Üçüncü gol öncesi Gomez’in Alves’i nasıl çekip bıraktığını göremeyen
-85. dakikada Van Persie’yi ofsayt diye durduran
-Markovic’in düşürülmesine bırakın kart çıkarmayı, faul bile vermeyen Halis Özkahya maç sonrası acaba evindeki video’dan pozisyonları izledi mi? Verdiği kararları görünce içi rahat etti mi?
Keşke o da konuşsa...
Şu satırları hiç yazmayacaktım ama Deniz Çoban’ın açıklamalarını ekrandan görünce ve de yazılı basından okuyunca dayanamadım.
Van Persie yedek oturmaz
Birilerinin Pereira’ya, “Arkadaş, bu Van Persie’yi ilk 11’de sahaya çıkaracaksın” diye direktif vermesi artık şart oldu.
Pereira‘nın inadı Van Persie’yi iyice germiş. Bu durum, ikilinin yan yana geldikleri fotoğraflarda da açıkça görülüyor. Beşiktaş maçı öncesi Pereira kulübede futbolcularının elini tek tek sıkarken Van Persie’nin, hocası elini uzattığı zaman şöyle bir suratına bakması, arkasından elini isteksizce sıkarken başını yana çevirmesine ekranlarda herkes şahit oldu.
Ayni şeyi Volkan Şen için de söyleyeceğim. Son Beşiktaş maçında harikalar yarattı. Oyuna alındığı anda Fener’i şahlandırıyor. Ortaları, çalımları ile sahada adeta rüzgar gibi esiyor.
Ve Pereira nedendir bilinmez ikisine de sonradan şans veriyor.
Ayrıca bir konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Bu Fernandao’ya ne oldu? Adam Bursa’da gol kralıydı, Fener’de gol kaçırma kralı!
İşte bu yüzden diyorum ki birileri artık devreye girmeli ve Pereira’yı uyarmalı.
Yazıklar olsun
Bursaspor seyircisi -tabii hepsi değil- “Ertuğrul istifa” diye tribünlerden tempo halinde bağırınca ne yalan söyleyeyim içim cız etti.
Özü sözü doğru, futbolculuğu ve hocalığı tartışılmaz, kime sorsan ‘adam gibi adamdır’ diye övgü dolu cümlelerle göklere çıkardığı Ertuğrul hocaya yapılan vefasızlıktan başka bir şey değildir.
O istifaya çağrılan Ertuğrul Sağlam‘ın 2009-2010 sezonunda Bursaspor’u şampiyon yaptığı ne çabuk unutuldu.
Tüm başarılı işler O’nun hocalığında gerçekleşmedi mi?
O’nu gözyaşı dökecek kadar üzenler, hayatlarının en büyük ayıbını etmişlerdir. Sadece ‘yazıklar olsun’ diyorum.