Vah ki vah!
Haberin Devamı ›
Korku insanidir. Zaten korkmalı insan dediğin. Çünkü korkmayan insan yalan söyler, hırsızlık yapar, sokağa tükürür, ormanda bile sönmemiş sigarasını fırlatıp atar gelişi güzel, kırmızı ışıkta geçer… Yani, korkmayan insandan her türlü melanet beklenir kısacası. Dolayısıyla korkmalı insan zaman zaman.
Ancak, korkuyu abartırsan Advocaat olursun işte. Mehmet Topal, Ozan Tufan, Souza… 3 defansif orta sahayla başladı gene maça. Fakat sadece ilk yarıda bile 2 elin parmakları kadar şut attı Osmanlıspor, Fabıano’nun kalesine.
Yazık, koca Fenerbahçe ne hale düşürüldü. Vah ki, vah! Artık, Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda bile hemen her rakip galibiyet için oynuyor. Bu, bir sonuçtur şüphesiz. Ama unutmayalım ki, her türlü sonuçtan onlarca kez daha büyüktür o sonucu yaratan nedenler (sebepler)
Sebep deyince de en tepeyi, yani başkan ve yönetimini ilk sıraya yazacağız her halde. Ne yani, en küçük başarının nemasını kimseyle paylaşmayanlar tribünlerde hazan rüzgarı estirmiş bu başarısızlığın faturasını başkalarına mı kesilecek şimdi, ayıp olmaz mı, en hafifinden böylesi?
Futbol, biraz da “gol” demektir, bu gerçeği asla unutmayalım. Fenerbahçe denince de çoğumuzun aklına şiir ve resim geldi öteden beri. Sow, Van Perse, Aatıf, Salih yedek kulübesinde. Yahu, şiiri kim yazacak bu durumda. Maçın oynandığı anda 15 puan gerisinde maratona devam ediyor Fenerbahçe ve Advocaat hala kaybetmekten korkuyor. Ve maalesef, Hollandalı teknik direktörün bu abartılı korkusu Fenerbahçeli futbolculara da yansımış. Aksi olsa, her türlü zaafına rağmen bu kadro bu kadar telaşın ve sıradanlığın esiri olmazdı, iddiaya girerim hiç duraksamadan bu konuda.