Umut bahçesi gibi!
Haberin Devamı ›
Grup maçlarına en fit ve kaliteli takımıyla, hem de deplasmanda oynayarak başlamak tek kelimeyle “şanssızlık”tır. Bu gerçeğe itiraz edenler bundan böyle asla ama asla futbol adına ağzını açmamalı bir ömür.
2018 Dünya Kupası adına Maksimir Stadı’na ayak basarken bununla da sınırlı değildi ne yazık ki Ay Yıldızlıların dezavantajı. Tamam, Fatih Terim’in bu kritik eşikteki radikal kararları belki tartışılabilir. Fakat Sayın Terim’in bu tasarrufunun tartışılır olması, ulusal takımımızın yarı yarıya yenilendiği ve oldukça deneyimsiz, genç bir kadroyla “Vira!” dediği gerçeğini değiştirmez herhalde.
İşte bu Türkiye’miz ilk on dakikada tek pozisyon vermedi Hırvatistan’a. Hem de birden fazla gol girişiminin altına imza atarken…
Emre Mor genç ve özel yeteneklere sahip. Bunun tartışılacak bir yanı yok. Ama galiba arkasından esen bu güçlü rüzgarla biraz yerden kesilmiş ayakları. Şansını ve pozisyonu fazla zorluyor. Tamam, bir o bir slalomcu. Ama futbolun realitesi var. En gerekli şeyi, en doğru yerde yapmak zorundasınız. Aksi halde kendinize de takımınıza da yazık edersiniz.
Devrenin sonunda İsmail’in Modrić’e ceza sahasında yaptığı, gereksizliğin gereksizliğiydi. Fakat bu yarının son düdüğü çalınmadan Hakan Çalhanoğlu’nun frikiği tek kelimeyle bir şahikaydı bence.
Okay ve Ozan gizli kahramanlardı, bu bir gerçek. Cenk Tosun’un katkısı minimumdu. 60’ta Şener’in serseri topuna kimsenin dokunamaması biraz organizasyonsuzluktu sanki. Amma velakin Mehmet Topal gerçek bir kahramandı; bu milli takım da tek kelimeyle umut değil, bir umut bahçesi gibi!