Sırası değil!
Haberin Devamı ›
Ve Fenerbahçe hala hem lig şampiyonluğunda, hem de Avrupa'da iddia sahibidir. Üstelik sezonun sadece bir yarısı bitti. Oysa daha koca bir ikinci yarı beklemektedir tüm takımları. Kaldı ki, Aykut kocaman gibi gerçekten bir Fenerbahçeli'ye, Fenerbahçe'yi yüzüstü bırakmak da yakışmıyor, dere geçilirken. Öte yandan bir kaç oyuncu hariç Aykut Hoca'nın öneri ve istekleri doğrultusunda mevcut kadro oluşturulmuştur. Dolayısıyla muhtemel bir ayrılıktan sonra gelecek yeni hocanın kariyer ve kalitesi ne olursa olsun Aykut Hoca kadar kadroyu tanıma ve verim alma şansı olamaz. Dahası istediği kadroyu oluşturmuş ve halen yönetim desteğine de sahipken, "pes" demek de Aykut Kocaman vizyonu ve misyonuyla bağdaşmıyor.
İnsaf ve izan sahibi hiç kimse Sayın Kocaman'ın ne denli yıprandığını ve yorulduğunu yadsıyamaz elbette. Doğal olarak anlayış ve saygıyla karşılıyorum yorgunluğunu dillendirmesini. Ama kendisine ve takımının performansına yönelik eleştirilere özeleştiri yerine sitemle karşılık vermesini anlayabilmiş değilim. Eğri oturup doğru konuşalım. Bu takımın kadro kalitesi D.Ç. Karabük, Antalyaspor ve Kasımpaşa takımlarının kadro kalitesini en az ikiye katlamaz mı? O halde neden Fenerbahçe bu takımlara kaybederken futbol adına da ezildi? Neresinden baksak Aykut Kocaman da adı geçen takımların hocaları kadar değerli bir teknik direktör olduğuna göre ortada sorgulanması gereken bir durum yok mu? Ve sorgulamayı da herkesten önce Sayın Kocaman'ın yapması daha şık olmaz mı? Nedir mesele, teknik heyetin öngörüleri, felsefesi veya yaptırdıkları antrenmanlar mı yetersiz, yoksa futbolcular mı algı ve disiplin konusunda arızalı? Bütün bunları gözden geçirip, arızayı gidermek yakışır benim tanıdığım Aykut Kocaman'a, çekip gitmek değil.