Devre arası bir ilaçtır!
Haberin Devamı ›
Sakatlığının ayları bulması Fernandao’nun melaikelerini zayıflatmış. Aksi olsa, 31’de Lens’in o güzel ortasını ıskalamazdı Brezilyalı.
Keza, yaşadığı sakatlık sorununu tam atlatamadan her maçı oynaması da Mehmet Topal’ı yıpratmış galiba. Dolayısıyla, orta sahadaki üretkenliğe katkı yapamadı, daha çok da defansın içine saklandı, “Örümcek”. Ama onun bu yorgunluğu bile haksızlığa uğramasını haklı çıkarmaz. Tamam, 20’de Mehmet Ekici’ye yaptığı kesinlikle fauldü ve aldığı sarı kart yerindeydi. Ancak 39’da adaşıyla mücadelesinde aleyhine çalınan faul tam bir bühtandı. Zira, o pozisyonda melekler kadar günahsızdı Topal.
Altını çizelim, Fenerbahçe ilk yarım saatte bayağı baskı yedi, söylemesem Trabzospor’a ayıp olur.
Ama Yusuf Erdoğan’ın aldığı kırmızı kartın ve neden olduğu penaltının da tartışılır yanı yoktu.
Sahi, attığı gole akdar birileri Moussa Sow’un sahada yer almadığına iddiaya girse, karşı çıkanımız olur muydu acaba? Hiç sanmıyorum. Çünkü Senagelli’nin adını neredeyse sadece attığı golle duyduk o ana kadar.
Fernandao’nun ikinci yarıda Lens’e yapılana karşı, hem de hakem faul çalmışken, rakibe sataşması ise tam bir işgüzarlık örneğiydi. Zaten ters motivasyonu sonucunda da 52’de rahatlıkla gol yapacağı pozisyonu heba etti Brezilyalı.
Bir başka gerçek de şudur: İsmail Köybaşı tellalla arattı Hasan Ali Kaldırım’ı. 60’da ardışık iki yetersizlik izledik ki, ne Moussa’ya ne de Fernandao’ya yakıştı.
Bir eksik olduğu halde hatrı sayılır bir baskı uyguladı Ersun Yanal’ın öğrencileri, 60. dakikadan itibaren. Neresinden baksanız 7-8 dakikayı buldu bu baskı. Ama Mehmet Ekici’nin saygı duyulacak performansına rağmen Trabzonspor sayı çıkaramadı bu baskıdan.
Akabinde 66’da Lens 3. golü de şık bir vuruşla atınca, maç bitti zaten.
Sözün özü şu; Fenerbahçe’nin acilen takviye yapması gerekiyor. Doalyısıyla devrenin bitmesi tam bir ilaç olacak Sarı Lacivertliler adına. Tabii, doğru adımı atmaları koşuluyla.