'Büyük'lük sınavı!
Haberin Devamı ›
İşte resmen rol model olduğu tarih tarafından not edilmiş olan Fenerbahçe, Aziz Yıldırım’la birlikte irinlerinden ayıklanmak ve potansiyelini ortaya çıkarmak macerasına koyuldu. Önce “Fenerbahçe sevgisi” adına (!) oluşmuş ama kişisel ikbal peşinde koşmanın sembolü haline gelmiş guruplardan ayıkladı Sarı Lacivertli Cumhuriyet’i. Keza kazancından fazlasını transferlere harcarken kulübe bir çöp kazandırmadığı halde borcu ikiye, üçe katlama dönemine nokta koydu. Sonrasını biliyorsunuz, Fenerbahçe’yi “Dünya Kulübü” yapmak yürüyüşünü başlattı. Artık halen çoğu kulübümüzün en büyük alışkanlığı olan “vergi borcumu affet devletim” dilenciliğini kovdu, Fenerium adlı dünya markasını yarattı, medeni dünyanın gıptayla baktığı Faruk Ilgaz, Topuk Yaylası Tesislerini, Ülker Arena’yı ve UEFA Kupası Finali’nin oynandığı Şükrü Saraçoğlu’nu armağan ettiği camia ve ülkeye.
Yetinmedi. Fenerbahçe’ye çağ atlatmanın verdiği güç ve imajla Aziz Pier, Roberto Carlos, Anderson, Ortega, Rapaiç, Baliç, Appiah, Alex ve Sow gibi dünyanın sayılı futbolcularına çizgili formayı giydirerek Türkiye’nin kredi notunu yükseltti.
“Şimdi bütün bunları neden yazıyorsun” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Ama hala olup biteni, Fenerbahçe’ye son birkaç sezondur yaşatılan kabir eziyeti ve nedenlerini anlamayan veya anlamak istemeyenler var çünkü.
Veysel Sarı “Lan diyen bendim” diyor. Caner zaten en başından beri her hangi bir kötü kelimenin ağzından çıkmadığını söylüyor. Ama hala MHK’nin başkanı Zekeriya Alp 22 yaşındaki Emenike’nin 30 yaşında olduğunu yazan “puslu hava”cı birinin dolduruşuna gelerek Fenerbahçe’yle cebelleşiyor. Diyeceğim o ki, süreç devam ediyor. Fenerbahçe taraftarı “Genç Fenerbahçeliler” adını taşıyanı da dahil hiç kimsenin tuzağına düşmemeli, tribüne dinamit taşımak isteyenlerin dolmuşuna gelmemelidir. Zira Fenerbahçeliler bir imtihan veriyor ve hala sınav bitmiş değildir. Çünkü futbolun asıl unsuru taraftardır, asla unutmayın.