Alkışı hak etti!
Haberin Devamı ›
Aslında, adeta “Rolanti oynayalım”dı iki takım için de maçın anafikri. Dolayısıyla, tedirginlik ana rengi oldu maçın 90 dakikanın genelinde.
Lens yoksa kanadı kırıktır. Üstelik Mehmet Topal’da oynamıyorsa akort tutmayan bir enstrümana dönüyor Sarı Lacivertliler çoğu karşılaşmada.
Gerçeği söylemek gerekirse, Mehmet ve Lens’in yokluğunda Alper ile Jose de Souza’nın bu denli üst düzey bir katkı verebileceği maçtan önce hiç aklıma gelmemişti.Tamam, Alper benim için bir “vazgeçilemez”dir. Tamam, Souza bu sezon deyim yerindeyse kendisini aştı. Ancak, gene de Lens ile Topal’ın yokluğunu bu denli geçersiz hale getireceklerine bahse girerdim her halde maçtaki tanıklığımdan önce.
Advocaat’ın özellikle de skor üstünlüğüne ulaşmışken, Aatıf veya Emenike hamlesindeki rötarı kendisine yakıştıramadım. Amma ve lakin, köprü geçilirken görev almış Hollandalı teknik direktörün egosu bu kadar yüksek oyuncularının tamamını kendisine inandırması ve onların tamamını “fit” hale getirmesi de saygı duyulacak bir artıdır, altını çizmek isterim.
Ve lami-cimi yok, bu galibiyet alkışı hak ediyor. Hele de Alper ve özellikle de Souza’nın performansları.
Cüneyt Çakır’ı anlayamıyorum. Avrupa’daki maçlarında alkışlık bir yönetim sergilerken, Süper Lig’de çoğu maçında sıradanlaşıyor, bu da manidar geliyor bana. Misal, 13’te Sneijder’in Hasan Ali’yi “Hadi len” dercesine iterek saha dışına atmasına bir yaptırımın yoksa,15’de Sinan Gümüş’e verdiğin sarı kart anlamsızdır benim için, kusura bakma, Sayın Çakır.