Arama

Popüler aramalar

Ustalıkla kaliteyle

Haberin Devamı

Ligin zirvesini iyice sıkıştıracak, şampiyonluk iddiasını biraz daha kuvvetlendirecek bir sonuçtu Fenerbahçe açısından. Kötü başladıkları, takım halinde kötü savunma yaptıkları maçta 26 dakikada ligin en az gol yiyen, en az yenilen takımına 3 gol atmayı başardılar. Takım savunması bu denli kötüyken, hücumda ustalar Sivas’ın oyunu soğutmasına müsaade etmediler. Gökhan Gönül’ün iki şahane gol pasında Uğur Boral ve Semih için Petkoviç’i avlamak zor olmadı. Ancak üçüncü gol hazırlanış ve yapılış bakımından harikaydı. Hafta sonu verdiği demeçle Aragones’i eleştiren Alex, Deivid’in pasında şahane bir koşu yaptı, sağ ayağıyla attığı pas da, aynı sayıyı sayısız kez yapan Uğur Boral’ın koşusu da, kafası da muhteşemdi.
Sivasspor bütün sezon oynadığı futboldan farklıydı. Kadro aynı olsa da, Balili yine ikinci yarıya saklansa da, Sivas önde basıp, önde oynamaya çalışıyor, takım defansı orta sahaya kadar çıkıyordu. Kamanan’ın iki güzel pasında 2 gol bulup, iki kere öne geçtikleri maçı biraz da bu yüzden kaybettiler.

Fenerbahçeli futbolcular ise aşırı sinirliydiler. Ucuz ama, haklı kartlar gördüler, hücumdaki verimliliklerinin aksine top yapamadılar. Soyunma odasından daha sakin döndüler. Volkan’ın 52’de kurtardığı Mehmet Yıldız’ın kafasından başka pozisyon vermediler. Dengeli ve çabuk oynarken, ayağa paslarla rakibi an be an düşürdüler. Lugano’nun takipçiliğiyle attığı gole kadar son pasları iyi kullanamadılar. Ayağa paslar harika, golle bitebilecek pozisyonlarda son paslar felaketti... Küçümsenemeyecek, değersizleştirilemeyecek skoru ise; futbol anlayışı değil, futbolcular arasındaki kalite farkı getirdi.