MENÜ

Şuursuz Kartal

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Şampiyonluğa oynayan bir takım her puan altınken, 1-0 öndeyken, sanki ekstra bir gole ihtiyaç varmış gibi, maalie kornerde gol aramaya gidip, 3’e 2 kontratak yemez. O pozisyonda Gökhan’ın topu direkten dönmese, belki Beşiktaş 2 puan yitirecek, faturayı başkanından hocasına tüm Beşiktaş camiası ödeyecekti. Buradaki hata, tamamında saha içindeki oyunculara...
Nobre öyle samimi öyle candan oynuyorki; bu mücadelenin karşılığını alamamasına yazık. Oysa takım öne geçmişken 33’te seken topu yakaladı, çılgın gibi abandı, kaçırdı. Sanki plase ile değil sert vuruşla atsa, 2 gol sayılacaktı! 35’te, 37’de, 42’de maçı kopartacak golleri yine atamadı. 51’de bacağını açsa, moralsiz Delgado belki gol yapacaktı. Santrfor inanılmaz oynuyor, ekmeğini taştan çıkarıyor, kimi zaman arkadaşlarından dahi pas alıyor, atamıyor. O zaman takım içindeki tedirginlik bitmiyor. Goller kaleden kaleye güvercin uçurmaya ve rakip defansın hatasına kalıyor. Nitekim gol, Rüştü’nün serbest atışında Tolga’nın hatasında, Holosko’nun takipçiliğinden geldi. Defans oyunu başlatamıyor, Gökhan’ın her pası rakiplere kaptırılan top oluyor. Nitekim 9’da bir top kaptırdı; Murat Erdoğan bomboş pozisyonda atamadı! Kritik maçların yakıcısı Zapo, son haftaların yedeği Holosko, vermediği iki kritik pas dışında Cisse, ön liberoda Murat Erdoğan’ı tutan ve özellikle sola iyi paslar veren İbrahim ve joker Ekrem iyiydi. Beşiktaş taraftarının Ekrem Dağ’ı tezahürat ile ödüllendirmesi ne kadar güzelse, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan Serdar Özkan’ı yuhalaması o denli çirkindi.
Takdir haklarını genelde Ankaragücü lehine kullanan Yunus Yıldırım, Nobre’ye arkadan sert bir faul yapan Da Silva ve kendisini protesto için topa vuran El Yasa’ya kart göstermeliydi.

YORUM YAZ