Şimdi O'na kaybolan yıllarını verseler
“Yusuf Böyle İstedi” diye yazmıştım tam 11 sene önce. Yusuf böyle istedi! Denizlispor-Bucaspor’u İzmir’de 4-0 yeniyor, çelimsiz Yusuf 0-0 giden müsabakayı ince bilek hareketleriyle yılsonunda lige çıkacak takımına kazandırıyordu. Çizgiye inip topu çektiğinde rakip iki futbolcu aut oluyor Denizlispor rakibini gole boğuyordu...
Haberin Devamı ›
Hayatıyla kumar oynadı
İşler çok da yolunda gitmiyordu. Denizlispor evinde oynarken top kaybı yapan Yusuf, bütün faydası göz ardı edilerek yuhalanıyor, “Yusuf dışarı” tezahüratları bir ritüel halini alıyordu. Yusuf yedekten girdiğinde de, “Yanal istifa” tezahüratları. O ve hepsi ligimizde iş yapan kaliteli takım Süper Lig’e yükselirken, Süper Lig’in ilk senesinde mümtaz Türk basını da yıldız ve arkadaşlarının farkına varıyor, kulübüne 4 milyon dolar kazandıran Yusuf, Fenerbahçe’nin yolunu tutuyordu. Medyada boy boy resimler, çoğu zaman kendisi kadar oynamasa da inanılmaz övgüler. Bir şampiyonluk kazanılıyor, o ise şampiyonluk maçında attığı gollerle, güzel anılarına yenilerini ekliyordu.
İstanbul’un büyüsü, şöhret, öğüt dinlememek, profesyonel olmamak hatadan hataya sürükledi Yusuf’u... Fenerbahçeliliğin verdiği adrenalini yeterli bulmayan Yusuf gece hayatına dalıyor, çapkınlığın yanında kimi zaman alkol alıyor, hatta o sözde dostlarıyla kumar masalarına bile oturuyordu.
Haberin Devamı ›
Roma’yı da ‘O’ yaktı...
Rekabeti seçmedi, yeteneklerinden doğan özgüvenle formayı almayı değil, verilmesini istedi. Ve belki de rest çekti. ‘Hafta sonu seni oynatacağım’ diyen Daum’un sözünü tutmayacağını görünce antrenmanı terk etti. Aziz Yıldırım, yalnız futbolcu olarak büyük olabilen yıldızına beş kuruş bonservis bedeli almadan yol verdi! Yeterince çaba sarf ettiklerini ve kazanamayacaklarını düşünüyordu ki; belki de haklıydı. Ve Yusuf açık açık hayatıyla kumar oynadı...
2 sene önce şampiyon olan Fenerbahçe’den küme düşen Sebat’a para alınmadan gönderildi. Sonra Antep’e... Roma’yı yıkan golün altına da imzasını atıyor ama terk ettiği şehrin büyük kulüpleri kafasını çevirip ona bakmıyordu. Sonra Denizli. Futbolcu olarak doyduğu kulübüne dönüyordu. Ancak en önemli kararı evlenerek veriyordu. Nilüfer’le evlendi, Derin Naz isimli yavrusuyla dünyası şenlendi. O gecelerin adamı gitmiş, takım arkadaşı, abisi, kaptanı, ortağı Alaattin ile birlikte, evine koşan, kızının altını değiştirmekten keyif duyan örnek bir aile babası, takımda ağabeylik yapan, antrenman kaçırmayan ve yine eskisi gibi oynayan Yusuf gelmişti.
Futbolcudan anlayan adam!
Hatta, Fenerbahçe’deyken giyemediği milli formayı Denizli’deyken aldı Terim’den. Kendisini oğlu gibi seven başkanı Ali İpek ve hocalarının sağ kolu oldu, sonra para kazanmak için Bursa’nın yolunu tuttu...
Devre arasını da biliyorsunuz. Bursa kentinin o coşkulu taraftarını karşısına almak, küfür yemek pahasına, kendisini arayan hocası Ersun Yanal’ın çağrısını kabul etti, çünkü Süper Lig şampiyonluğunda başrol oynayanlardan biri olmak hayaliydi. Trabzon yönetimi ayak sürüdüğünde imdada futbolcudan anlayan bir teknik adam Mustafa Denizli yetişti. Yusuf’un seneler süren büyük kulüpte oynama özlemi bitti. Denizli, Yusuf’u da tercih etmesinin karşılığında, adını 106 yıllık kulübün tarihine Türkiye Lig ve kupasını hem beraber, hem birer birer kazandıran ilk teknik adam olarak kazıtıyor. Aynı zamanda 3 büyük kulübü şampiyon yapan ilk teknik direktör oluyor. Kupa finalinde Fenerbahçe’ye, lig finalinde Galatasaray’a gol atan Yusuf ise ödülünü o aşık olduğu taraftarın coşkulu, stadyumu inleten “Yusuf” tezahüratlarından alıyor.
Haberin Devamı ›
Siz sorun, ‘O’ yanıtlayacaktır
Son maçta o olmayacak, ama şampiyonluğun altına imzasını atanlar konuşulduğunda Yusuf ilk hatırlananlardan biri olarak kalacak...
Hayat Yusuf’a sunduğu fırsatları diğer meslektaşlarına sunar mı bilmem, ama derim ki, “Yusuf’un dediğini yapın, yaptığını yapmayın!”
Yaptığı hatalardan ders çıkaran, eşi Nilüfer ve Naz’lı kızıyla düzenli ve mutlu yaşamının ödülünü alan Yusuf da artık herhalde biliyor: Hayat kendisi, ailesi, geleceği ile kumar oynayanlara milyonda bir gülüyor, bir şans daha veriyor ama konuşma şansınız varsa ona sorun;
“Şimdiki aklın olsaydı?”
“Şimdi sana kaybolan yıllarını verseler?”
O anlatır...