Arama

Popüler aramalar

Savunmanın zaferi

Haberin Devamı

74. dakikada Guiza Emre’nin ‘al da at’ dediğini çerçeveye gönderse Galatasaray çok daha büyük bir hezimeti yaşayacaktı. Keza bir sonra 5’e 2 yapılan kontratakta Emre pası düzgün kullansa!
Yine nefes kesen, tempolu, coşkulu, heyecanlı bir maç... Yine geçmişte olduğu gibi hayat öpücüğünü, yaşama dönüş için gerekli nefesi ezeli dostu ebedi rakibi Galatasaray'dan alan Fenerbahçe...
Galatasaray ilk dakikada gol yapınca iş yememeye kalmıştı. 15-20 dakika kaleyi kapatabilmek rakibin oyun disiplinini yitirtecek, özgüveni bitirtecek ve favori olduğu bir derbiyi ilk kez kazanacaktı. Dayanamadılar. Alex yoktu. Duran top avantajı sözde kaybolmuştu. Selçuk önce sağdan gelen kornere şahane bir kafa çaktı, Ayhan kurtardı. Deivid'in kullandığında ise yine ön direğe koşan Selçuk tek başına 4 Galatasaraylıyı esir aldı. Attığı goldeki klas süperstarlara yakışırdı.
Aynı suda iki kez yıkanılmaz diye bir atasözü var. Skibbe rakipten 24 saat sonra oynamış, 7 saatini yollarda harcamış takımı bozmamıştı. Hata olduğu skor dengelendikten sonra anlaşıldı. Galatasaray iki maç üst üste iyi oynayamıyor, kadro yenilense de Saracoğlu Sendromu iyileşmiyor. Ve Fenerbahçe bir gerçeği yeni keşfediyor. İyi savunma yaparsan kazanırsın! Fenerbahçe’ye maç kazandıran anlayış rakibe ikinci yarıda tek pozisyon vermeyen, sert takım savunmasıydı.
Solda Arda Hakan'a yardım etmiyor, Gökhan Gönül o kanattan rakibi hırpalıyordu. Baros da etkisiz eleman görünümündeydi. Oyun dengede gidiyor, heyecan yükseliyor, Fenerbahçe'nin genlerine işlemiş futbol şansı bu kez De Sanctis'i Emre Aşık'ın plasesiyle mağlup ediyordu. Arsenal'de Çanakkale geçilmezi oynayan Sarı Lacivertliler bu kez akıllı paslarıyla Galatasaray'ı ordan oraya koşturuyor ama Meira ve Ayhan ikilisini yıkamıyordu. Galatasaray’ı yıkan gol ikinci yarının başında De Sanctis’in hatasında Lugano’dan geldi. Eğer baraj kurdurmayarak Carlos’a meydan okuyorsan o topu ya tutacaksın, ya da havuza değil, kornere ya da taca atacaksın.
Alex’siz Fener’de herkes sorumluluğu paylaşırken, Lugano, Edu, Selçuk, Uğur ve Gökhan arkadaşlarını biraz daha aştılar. Kendilerini en çok hırpalayan Ümit’in yokluğunda ikinci yarıyı tek pozisyon vermeden tamamladılar. Deivd’in muhteşem golüyle zaferlerini taçlandırdılar. Elbet Volkan’da kalan Kewell’ın şutu pozisyondu, ancak bir organizasyon sonucu değildi.
Galatasaray 3-1’den sonra oyun disiplinini iyice yitirdi. Şuursuz ataklar iyi yardımlaşan Fenerbahçe defansında eridi ve kolay kontratak fırsatları getirdi.
Ümit’e Edu’nun yaptığı penaltıyı vermeyen Hüseyin Göcek maçı ortaya yönetti. Lincoln’ün kart itirazını yaptığı pozisyonda Selçuk’a sarı kart gösterebilirdi. Lincoln’ü 1 dakika sonra kendini yere bırakıp frikik aradığı pozisyonda soyunma odasına gönderebilirdi. Hatalar yaptı ama Skibbe’nin ya da Galatasaraylı futbolcuların yaptığı hatalardan daha etkin değildi. 4-1 bitmiş bir maçı bazı pozisyonlarda haklı olsalarda Hüseyin Göcek ile açıklamaya çalışmak doğru olmaz.
Fenerbahçe ebedi dostuyla futbola ve lige geri geldi.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Son düdüğe kadar‘’

10 Kasım 2008, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI