MENÜ

Kupalar değil zerafet kaldı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Önceki gece duyduğumuzda üzüldüğümüz “kovma”-” kovulma” meselesi de belki Hamza Hamzaoğlu’nun bir başka şansıdır... Hamzaoğlu’na güvenmeyen, yapmadığı transferlerin faturasını Hamza Hamzaoğlu’na kesen, iletişim problemi büyük yönetimin kabalığının belgesidir. Onlar da çok şanslı, zira “tazminat” dahil hiç bedel ödemeyecekler. Zira, “Hamzaoğlu devam etseydi başarısız olurdu” tezini de rahatça savunurlardı! “Gel” dediler geldi. “Git” dediler gitti.

3 kupa 1 yıldız

Araya 3 kupa ve 1 yıldız sıkıştırdı. Rakiplere, kendi sporcularına, yöneticilerine ve medyaya çok saygılıydı. Kimseyi, kimsenin emeğini, rakibi değersizleştirmedi. “Kibir” yanına uğramamıştı ki; spor dahil her alanda ihtiyacımız olan bir davranış biçimidir. “Bennnn” diye başlayan cümleler kurmaması, medyanın önde gelen isimleriyle PR yapmaması onun kolay lokma olmasını sağladı. Aslında Hamzaoğlu’nun “teknik adam olarak” itibarsızlaşmasının sebebi Sabri ve Umut’u oynatması değil düpedüz yönetimin her zaman onu yapayalnız bırakmasıydı.

Hocayı kovdular!


Nitekim kovdular. Kimse, “Kovmak kaba bir terim, karşılıklı anlaşarak ayrıldılar” demesin. Antrenmandan çağırıp kovdular! Kovulmak ayıp değil, kovanlar düşünsün! “Seni kovduk hocam”, “Peki saygı duyarım” süreci anlaşarak ayrılmak değildir. Karşılıklı anlaşarak ayrılmak, “Seni kovduk. 3 senelik anlaşman var. 4.5 milyon Euro yerine 2 verelim” “Hayır, 3 istiyorum” “O zaman 2,5 verelim” gibi “Endüstriyel futbola dair” pazarlıkların yapılmasıyla söz konusu olabilir. Kariyerlerine bakınca Mancini’ye, Prandelli’ye verilen maaşla Hamzaoğlu’na verilen maaş elbette farklı olacaktır ama madi manevi getirisi aynı olan başarı ödülleri niye farklıydı. Mancini’ye 1 milyon Euro, Prandelli’ye 1 milyon Dolar, Hamzaoğlu’na 150 bin Dolar şampiyonluk primi verilmesinin sebebi hocanın “Pazarlık nedir?” bilmemesiydi. Dert de etmedi.

4 milyon alabilirdi

Gönderilirken de tazminat konuşmadı!” Ben gitmiyorum, kovarsanız gereğini yapın deyip” yaklaşık 4 milyon Euro kazanabilirdi. Yaklaşık 12 milyon Lira. Bütün ailesine bir ömür yetecek bir maddi kaynak! Alırdı bir daha hiç çalışmazdı, kimse de bir şey diyemezdi. Şimdi, “ Akılsız” diyenler vardır ancak ben ona “prensiplerine sadakati” için saygı duyuyorum. Görevini alabilirler, 10 aylık güzel macerasının manevi getirilerini, zerafetini, çoğunlukta olan her kulüpten futbolseverin saygısını alamayacaklar.

Nice yıllara Fanatik...

20. sene... Dile kolay. Bu gazete ilk çıktığı gün bugün bu gazeteyi okuyan onbinlerce kardeşimiz daha doğmamıştı bile. Gazetemiz Fanatik’in arşivinde spor tarihimize dair çok belge, çok öykü var... Gazetemizin mutfağında da öyle... Hepsi nur içinde yatsınlar, birlikte başlayıp hayata veda eden abilerimiz, kardeşlerimiz de oldu. Türlü sebeplerle gazeteyle yollarını ayıran, ayrılan ancak gönül bağını noktalamayan abilerimiz kardeşlerimiz de.

Çok emek verildi, çok gözyaşı döküldü, çok sevinç yaşandı. Çocuklar evlendi barklandı. Bizler çocuk sahibi olduk. Büyüklerimizin bazıları da dede...

Hayattı...

Ancak maalesef 20 yıl önceki ve bugünkü gazetelere baktığımızda ülke sporunda çok şeyin değiştiğini görmüyoruz. “Bazı” isimler değişti, paralar büyüdü, ancak olaylar, olaylara verilen tepkiler, ülkenin sporda gelişimi pek de beklendiği gibi olmadı! 40. yılımızda umarım, ülkenin spor politikaları, kulüp yönetim becerileri, taraftar davranışları, bizlerin habercilik ve yorum melekeleri çok daha gelişmiş durumda olur.

Spor güzeldir. Fanatik de güzel...

Kimi zaman birbirimize kızıp kırsak da, özünde iyi insanlarla 20 sene bir idealin peşinde, bir çatı altında koşmak da çok güzel!
Buradan yolu geçen yüzlerce kişinin çoğunluğu için okul oldu, evle işyeri arası bir yer oldu, şahane oldu... İyi ki de oldu...
Canım kardeşlerim hepinize başarılar.

Nice yıllara Fanatik!

YORUM YAZ