MENÜ

Hangi idealizm?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Gün geçmiyor ki ‘Bu kadar da olmaz’ diyeceğimiz bir polemik konusu çıkmasın... Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı, Lütfü Arıboğan’a Genel Sekreter olmasını teklif etmiş ve Arıboğan da kabul etmiş! Levent Bıçakçı federasyonunun personel politikasına ilişkin yorum yapabileceğimiz net bilgilere henüz ulaşamadık. İşten çıkartılanların hangi nitelikleri ve yetersizlikleri sebebiyle, alınanların da hangi gerekçeyle göreve başladığını bilmiyoruz, umarım anlatırlar... Alınan çıkartılan, toplam 110 kişiye ulaşan bir personel hareketi açıklanmak zorundadır... Neyse, Bıçakçı federasyonunun çok önemli iki birimin başına basketbol federasyonunun profesyonellerini getirdiğini biliyoruz. Bu normal.. Çünkü Bıçakçı; Basketbol Federasyonu’nun hukukçuluğunu da uzun süre yaptığı için onların kişiliklerini, vizyonlarını, donanımlarını biliyor. Böyle bir tasarrufta bulunabilirler... Futbol Federasyonu başkan ve yönetim kurulu hem polemiksiz bir yaşam arzuluyor, hem de her adımlarında polemik yaratacak uygulamalar yapıyor... Yıpratan icraatlara devam Siyasi destek ve tercihle oluşturuldukları, hatta atandıklarına ilişkin eleştirilere, uygulamaları konusundaki eleştirilere yanıt vermeyen (ciddi bir umursamazlık görüyorum bu konuda), kendilerini seçim döneminde destekleyenlerin kendilerine en ağır eleştiriyi yaptığı dönemde disipline sevkedemeyen yöneticiler, şimdi hem kendilerini hem de Arıboğan’ı (dolayısıyla federasyonu) yıpratacak bir icraat daha yapıyorlar... Lütfü Arıboğan; döneminin en başarılı basketbolcularından, milli sporcu, yöneticilik deneyimi ve temsil becerisi yüksek bir spor adamı... Başarılı-başarısız tartışmasını açmak anlamsız, subjektif bir değerlendirme olduğu için herkes farklı bir şey söyleyebilir ki, ben çok da başarılı bir yöneticilik dönemi geçirdiğini düşünmüyorum... Basketbol Federasyonu başkanlığı seçimini kaybetti... Turgay Demirel’in kazandığı seçimin hemen sonrasında yine Demirel’in belki de görevden alınmasına neden olacak bir süreç yaşanırken, ‘Sahada kaybettiği seçimi, masada kazanmaya çalışıyor dedirtmem’ diyecek kadar ilkeli Arıboğan. Ve konuyla ilgili konuşmuyor. Demirel’in başkanlığının iptal edilmesi halinde ‘atanmayla’ göreve gelmeyeceğini, ‘Bir genel kurul isteyeceğini’ söyleyecek kadar da prensip sahibi... GSGM de kendisini çok seviyor. O kadar çok seviyor ki, ona Yüzme Federasyonu başkanlığını önerdiler. Bir çeşit, ‘Pantolon olmadı, gömlek verelim’ yaklaşımı (Dileyelim ki bu teklif onun spor adamlığına olan güvenden kaynaklanmış olsun). Arıboğan’ın reddettiği teklif seçimle gelen Toygarlı’yı istifa ettirirken, bu haber de hepimizi isyan ettirdi... Şakadan bir iş mi? Arıboğan genel sekreter olacakmış... Peki, yarın öbürgün Turgay Demirel bir mahkeme kararı sonrası görevi bırakmak zorunda kalırsa, Arıboğan da işini bırakacak mı? Bırakacaksa niye kabul ediyor? Bırakmayacaksa, onun basketbola ilişkin rüyaları, projeleri hayalleri tamamen bitti mi? Yoksa samimi değil miydi? Genel Sekreterlik, eşe dosta önerilebilecek öyle şakadan bir iş değil. Bunu Arıboğan da, Futbol Federasyonu yetkilileri de biliyordur elbette... Genel Sekreter çağdaş ülkelerde federasyonu yöneten kişidir. Mevzuatın tamamını (Disiplininden tahkimine), hükümleri, işleyişi, yazışma tekniklerini, velhasıl o çatı altında yaşanan her şeyi ve hatta herkesi bilmesi gereken kişidir... Temsil yeteneğinden şüphemiz olmayan Arıboğan’ın bu donanıma sahip olduğunu hiç sanmıyorum! Peki neden Arıboğan? Neden mesela Metin Kazancıoğlu değil? Senelerdir federasyonda genel sekreter yardımcılığı yapan Kazancıoğlu’nun yetersizliği nedir? O zaman Arıboğan yoktu ama o hep oradaydı... Liderlik meziyeti mi yok? İleride genel sekreter olarak atamayı düşünmüyorsanız, atamıyorsanız, onun motivasyonunu yüksek tutmayı nasıl başaracaksınız? (Ayrıca Kazancıoğlu’nun sıfatı federasyonun resmi internet sitesinde hala genel sekreter vekili ve işten çıkardığınız Gıyasettin Şenman, hala genel sekreter vekili olarak sitenizde duruyor!) Ayrıca, koca futbol camiasında Genel Sekreter olabilecek nitelikte bir tek kişi bulamadınız mı? Top yuvarlak ama... Levent Bıçakcı, ‘Top yuvarlaktır’ buyurmuş... Masa tenisi, tenis, golf, hentbol federasyonu ve kulüplerinde uygun vasıfta insanlar bulabilirdiniz. Ve hatta voleybolda! Hepsinde top yuvarlak... Neden sizi zorlayacak, seçtiğiniz adamı da yıpratacak bir tasarrufta bulunuyorsunuz da, mesela Ahmet Gülüm’e teklif götürmüyorsunuz... Vizyonuyla, sporculuğuyla, idareciliğiyle, tutturduğunu kopartışıyla, spor adamlığıyla Türkiye’nin en iyi spor yöneticisini niye hatırlamıyorsunuz? (Hoş bence ona başkanlık yakışır ve genel sekreterlik görevini de kabul etmez, ama niye hatırlamıyorsunuz. Bu kadar mı dar çevreniz var?) İyi araştırmıyorsunuz... Lütfü Arıboğan’ın spor adamlığı dışında, polemik konusu yapılabilecek avantajları var... Bu tercihte onların hiç gözönüne alınmamış olmasını diliyorum...

YORUM YAZ