Ganimet
Haberin Devamı ›
Şampiyonluk ‘hayal’ eden tüm rakiplerin puan saçtığı haftada Beşiktaş, Eskişehirspor’u neredeyse sahadan silerek, haklı bir üç puan aldı. Galatasaray’ı 4-2 yenen, 2-1 mağlup götürdüğü Fenerbahçe maçında 60 dakika 1 kişi eksik oynamısana rağmen, Sarı-Lacivertliler’i evine beraberlikle gönderen Es Es’i bu denli sahadan silmek, 3 puan açısından olduğu kadar özgüven açısından da önemliydi.
Son haftaların durgun adamı Tello başroldeydi. Birinci sınıf paslar attı, duran topları kullanırken bu kez harikaydı. Kullandığı bir korneri, kaleci İvesa çıkarırken şanssızdı ama, Sivok’a attırdığı goldeki pas, Nobre’nin ayağından golle sonuçlanan hücumda Holosko’ya yuvarladığı top, harikaydı. Youla’ya göz açtırmayan Toraman, İbrahim’le son derece uyumlu oynayan Zapo, önliberoda Cisse ve her zaman olduğu gibi forvette Nobre, arkadaşlarından farklıydı. Sivok’a da değinmek lazım. Stoper olarak transfer edilen, ancak önliberoda da mükemmel mücadele eden, alan bilgisi kusursuz Çek, attığı golle düğümü çözdü. Skor 2-0’ken yaptığı kademe ile de, maçın krize girmesini engelledi. İbrahim Üzülmez’in çıkışta olduğu gözüküyor, Ekrem’in aidiyet duygusu her gün biraz daha gelişiyor. Saracoğlu’ndan alınacak bir galibiyet, Beşiktaş’a şampiyonluk müjdeliyor.
Bütün bu söylediklerimin ışığında Eskişehir kötüydü. Sadece bozmaya çalıştı. Oynamaya çalıştığı anlarda, bıraktığı geniş alanlarla da Beşiktaş’ın ekmeğine yağ sürdü.
Üzülerek söylüyorum ki Hüseyin Göçek, Eskişehir’den de kötüydü. Nobre’ye, Youla’ya yapılan penaltıları atladı. Tello’nun kornerden gelen golünde, hata yardımcıdaydı ama, Sivok’un Youla’ya taç çizgisinden yaptığı faule kart göstermeyerek, tamamen sınıfta kaldı.