MENÜ

Finaldeler

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İstanbul Büyükşehir Belediyespor 3 büyüklerle oynadığı hiçbir maçta yenilmemiş ama geri de düşmemişti. Galatasaray endişeyle çıktığı maçta Lincoln’ün pası, Arda’nın faul kokan şarjı ve Kerim’in dengesiz vuruşuyla öne geçince daha keyifli, bol pozisyonlu maç izleyeceğimizi düşündüm; yanıldım. En azından ilk yarıda.
Galatasaray teknik heyeti (?) maçların ileri dakikalarında yaşanan sıkıntıyı görüp, bir santrfor eksiltip, 4-4-1-1’e dönmüş ve doğrusunu yapmıştı. Kimi zaman gerçekçilik romantizmden iyidir!
İlk 45’te çok kötü hücum eden Galatasaray, sistem değişikliği ile savunmada çok başarılıydı. Lincoln’ün ileride serbest oynaması, takıma bir kişi fazla savunma yapma fırsatı sağladı. Belediye, orta sahada rahat ve dikine pas yapma şansını bulduğu takdirde İbrahim Akın, Necati ve Erman’la tam bir yıkım ekibi haline geliveriyordu. Engellediler...
Oyun orta alanda sıkıştı. Galatasaray kornerler hariç üçüncü bölgede hiçbir zaman 3 adamla bulunamazken, Belediye ise Galatasaray’ın en başarıyla savunduğu bölgeden, göbekten pozisyon aradı. Doğaldır, bulamadı... Sıkıldık! Düşünün, kaleciler Aykut ve Hasagiç ilk yarının en rahat adamlarıydı.
İkinci yarı farklıydı. Solda Arda, sağda Sabri hücuma katılırken, orta saha oyuncuları rakip ceza sahasına koşular yaptı. 60’a kadar 3 pozisyon kullanamayan Galatasaray, Lincoln’ün kariyerindeki en kötü vuruşuyla golü bulup rahatladı. Aykut çok şık bir kurtarışla takımının bunalıma girmemesini sağladı. Hakiki tek golü finalde Hakan attı.
Yıl boyunca kimi yönetim, kimi teknik adam, kimi sporcu kaynaklı onlarca problem yaşayan teknik direktörsüz Galatasaray, önümüzdeki hafta kazanırsa şampiyonluğun en büyük adayı olacak. Sezgin, “transferlerimiz tez konusu olur” diyordu. Asıl tez konusu budur!

YORUM YAZ