MENÜ

Bu ne güzel lig

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe Daum’un örselediği, derinleştirmediği kadrosuyla küme düşme korkusu yaşayan Rizespor maçında, altın 2 puan kaybetti. Maç herşeye rağmen çok güzeldi. Altan skor 1-0’ken golü yapsa Fenerbahçe yetişemeyebilirdi. Ancak, Daum da Fenerbahçe’yi solda kötü oynayan Deniz’e mahkum etmese, Ümit’i erkenden sola gönderse, belki Mehmet’le başlasa puan farkı 6 olacaktı. Rizespor ve Güvenç Kurtar’ı kutlayarak başlamalıyız elbette satırlarımıza, ancak her hafta olduğu gibi Daum’u unutmamalıyız. “Alex’in yedeği Gürhan ya da Olcan olabilir mi?” diyor rekortmen hoca... Bize mi soruyor, yönetime mi? “Hangi Türk alternatifleri istedin de almadılar” diye sormayı unutuyoruz. Bu kadar iyi koşullarda, bu kadar olanağa sahip bir teknik adamın sürekli mazeret üretmesinden sıkıldık artık. Hadi vazgeçtik Gürhan’dan, Can’dan, Olcan’dan, Mahmut’tan, Kemal’den Anelka ve Alex’teki bu düşüşün sebebi ne! Yedeklerini beğenmediğin futbolcuların abileri ne oynuyor, niye hazır değiller, yönetim mi çalıştıracak, medya mı? Konya maçından beri 9 lig, 4 Avrupa kupası maçında tek gol atamayan, ancak 2 gol pası yapan Anelka’yı zorlayacak birisi yoksa, o var olan ancak Daum’un yok saydığı adam neden antrenmanı ciddiye alsın. Gürhan ya da diğerleri gitsin mi kalsın mı? Bir hoca kendi futbolcularını bu kadar bozar mı? Daum bir tek konudan şikayet edebilirdi maçla ilgili, onu da Türkiye gerçeklerini iyi bildiği için yapmadı... Kendi kaptanını, son 3 senedir takımda her işi yapan Ümit’i daha 30. dakikada yuhalamaya başlayan taraftarını kınamadı! Demeliydi ki belki de, “Bu oyuncular bizi iki senedir şampiyon yapıyor. Benim oyuncularım iyidir. Onların kötü günleri olacaktır, ancak kötü bir taraftara, takımı üzerinde bu kadar baskı oluşturan bir taraftara rağmen onlar bile şampiyon olamayabilir!” Demedi, çünkü bir maç sonra kendisi istifaya davet edilebilir. Buna da şükür. Hiç değilse övmedi... Taraftar meselesi de anlaşılır gibi değil. Tribünler boş... Gelenler de, takımını mı seviyor, galibiyeti mi anlaşılmıyor. Demek ki, sağduyulu dediklerimiz, gelmeyenler... Onlar gelsin, Türkiye’nin neresinde olursa olsun, ne sebeple olursa olsun, futbolcusunun ayağına pranga bağlayanlar evinde otursun. Ne güzel olur... *** Galatasaray da şahane bir maçta Malatyaspor’la yenişemeyerek fırsat kaçırdı. Bir o kalede, bir bu kalede pozisyonlar, çerçeveyi tutan tutmayan şutlar, 2’li 3’lü sıkıştırmalar, güzel goller, kaliteli gençler... Umutlandık gelecek için... Malatyaspor ilk Galatasaray maçında oynayan 7 futbolcusuna evindeki maçta yer vermedi. Çünkü çoğu gitti azı kaldı. Yönetimler nasıl futbolcu planlaması yapar, bu nasıl iştir anlamak güç. Öte yandan düşmeme mücadelesi veren takımın iki çok iyi futbolcusu Toth ve Bilal de satılabilir! Nasıl kümede kalacaksınız? Hadi Ziya Doğan işini çok iyi yapıyor, çok iyi hoca da, mucize yaratmak insanların işi değil ki! Galatasaray’a gelince çok pozisyon verse de sezonun en iyi futbollarından birini oynadı. Belki de oynamadı! Ancak, Çek milli takımındın yıldızı Heinz’e bakıyorsunuz, bir de tamamen altyapı ürünü Ferhat’a. Ümitleniyorsunuz, keyifleniyorsunuz... Hasan abisine bakıyorsunuz, Hırvat’ların yıldızı İliç’e gözünüzü bir de Aydın’a çeviriyorsunuz, şu parasızlık krizi tam zamanında geldi, diyorsunuz... Bu arada farkında mısınız kimse Hakan’ın yedek kalmasını, “Gerets gitsin kalsın, Gerets Galatasaray’ı bitiriyor” şeklinde tartışmıyor. Necati dökülse, Ümit maçı golsüz geçse bile... Enteresan. *** Tigana Gençlerbirliği maçından sonra futbolcularını övdü. O geldiğinden beri en iyi futbollarını oynamışlar. Yoksa en iyi mücadelelerini mi etmişler? Neyse Gençlerbirliği daha 2. Lig A Kategorisi’nde bile oynamadan Süper Lig’e terfi eden futbolcuları ve Mesut Bakkal’ın Ersun Yanal’dan devraldığı oyun anlayışı ile kimi zaman sıksa da, bir golcü bulması koşuluyla bir kaç sene güle oynaya tepelerde yer bulmaya devam edeceğini gösterdi. Oynanan futbol ve Tigana’nın demeci de gösterdi ki Beşiktaş’tan iyi futbol beklemek bu sezon için hayal. İçimizi sezon sonuna kadar Sergen’in yapacağı olağanüstü güzellikteki bir kaç hareket veya Cordoba’nın topu oyuna sokuşundaki üstün başarısı, ya da Toraman’la Koray’ın, hatta Ali Güneş’in disiplinli, cansiparene oyunları ısıtacak. *** Kendisine silah gösterenlere “Abdest alayım da, kafama sıkın” dediği ileri sürülen Fatih, bunca travmaya rağmen attığı iki golle hem ustalığını konuşturdu, hem de Trabzon’u 3 puana kavuşturdu. Ancak, oradaki hüner onun kafasında olduğu kadar Yattara’nın ayaklarında ve futbolcuların savunmayı bilmemesinde. Abim, “İyi pasın defansı olmaz” der, doğrudur da, ancak bir defans bu kadar mı kötü pozisyon alır. Umut’un, ümit milli yıldızın, gelecekteki umudumuzun yaptığı savunmaya bakar mısınız! Ankaragücü taraftarı kulübü basmış, futbolcular arka kapıdan çıkmış. çok tehlikeli... Yalnız başarıyı ya da başarısızlığı bu senede aramamalı... Kulüp son 3 senede 47 Türk, 20 yabancı futbolcu kullanmış! *** Denizlispor, Samsunspor çok çok değerli puanlar aldılar... Konyaspor iyi bir rakibi yenip 3.’lük iddiasını yeniden canlandırdı. Haftadan başta Bülent Bölükbaş’ın attığı olağanüstü güzellikteki golle, maçlardan sonra verilen düzgün demeçler kaldı. Keşke Ankaraspor-Diyarbakır maçında yapılan kritik hakem hataları maçın kaderini etkilemeseydi. Çünkü sanıyorum lig bitince bu maç çok konuşulacak.

YORUM YAZ