Arama

Popüler aramalar

Bitmedi

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Yaklaşık 1.5 senedir süren yoğun muhalefet ve seçim çalışmalarına rağmen FIFA’nın önceki gün gönderdiği muhtıra niteliğindeki “tavsiye” Genel Kurul’a damgasını vurdu.Ulusoy ve ekibi, Divan Kurulu Başkanlığı seçiminde aday gösterdiği Ata Aksu ile gövde gösterisi yaparak başladı. Yine bir takım tartışmalar yaşandı, Özhan Canaydın Kulüpler Birliği Başkanı sıfatıyla, seçim için toplanan 80 tane imzanın gündeme alınmamasını, “Bizim bu Genel Kurul’da işimiz yok demek ki” diye sitem vari bir ifadeyle açıkladı. Divan Başkanı Ata Aksu, “Oylasaydım da, bu önergenin ezici bir çoğunluğukla reddedileceği ortadaydı. Ama, FIFA’nın uyarısına rağmen böyle bir oylama yapmam önümüzdeki senelerde Divan Başkanlığı için emsal teşkil ederdi” dedi.‘Bitmedi’ dedik. Çünkü, her ne pahasına olursa olsun, futbolu yönetmek isteyenler, buradan vazgeçmeyecektir. Temmuzda genel seçim var. Öncelikle 3813 sayılı yasanın FIFA’nın istediği şekilde düzenlenmesi lazım. Genel kuruldan çıkan tavsiye mecliste grubu bulunan partilere iletilecek, sonra komisyonlara inecek, ardından hükümet tarafından TBMM’nin gündemine sunulacak. Yasa çıktıktan sonra Cumhurbaşkanı’nın onayına gidecek. Minumum 6 aylık bir süreç. Bu arada da kulisler, pazarlıklar, öfke ve şikayetler devam edip gidecek. FANATİK Gazetesi, bundan bir ay önce FIFA’nın Türkiye’de seçime müsaade etmeyeceğini yazmıştı. Geçen hafta kulüpler birliği toplantısı ertelendiği gün 1-2 kulüp başkanıyla konuştuk, haberleri yoktu. Şenes Erzik 2 adım uzaktaydı, keşke FIFA’nın ne tutum takınacağını harıl harıl çalışıp kulis yapan başkanlara açıklasaydı. Boş yere havanda su dövüldü. Önerge gündeme alınmadı, Ulusoy salondan güç kaybetmeden yeni bir zaferle ayrıldı. Bu genel kurulda bir tek kişi kaybetti; Şenes Erzik. Türk futbolunun Onursal Başkanı, artık muhalefet tarafından da asla aday gösterilmeyecektir.Liglerin bitiminden bu yana kocaman bir süre iktidar savaşına heba edildi. Ne yabancı sınırlamasına ilişkin, ne yapısal sorunlara ilişkin, ne tahkim, disiplin, hukuk ve MHK’daki sıkıntı ve taleplere ilişkin tek bir çözüm tartışması yapıldı. Genel Kurul’da da durum farklı değildi. Futbol konuşmayan, birbiriyle selamlaşmayan, tokalaşmayan, sporu değil, galibiyeti seven haksız da olsa kendi çıkarlarını koruyan kalabalık bir kitle salondaydı. Futbol konuşulmadı. Geçen mali genel kurulda da nedereyse isyan etmiştim, “Kaderimiz mi bu?” demiştim. Galiba kader...