Ben o dersi almadım
Haberin Devamı ›
Gazeteci olarak bu ülkenin önemli spor adamları ile bol bol konuşma fırsatı buluruz. Teknik adamların sıkıntıları da aşağı yukarı aynıdır. Demeçler de birbirine benzer. Önceki sabah da görevden alınan Giray Bulak’la konuştum. Ancak sohbette öyle sıradışı bir örnek verdi ki, yazmak için izin aldım, sosyolojik bir tespit olduğu için yazmadan da yapamadım... Sosyolojik bir tespit
- Hocam, geçmiş olsun mu diyeyim, hayırlı olsun mu?
- Ne dersen de Hakan. Neticede görevden alındım...
- Konya da çözdü işi hocam. Galatasaray ligin bitimine 6 hafta kala hocasını gönderdi, şampiyon oldu. Trabzonspor, Ersun Hoca’yı gönderdi, 3’te 3 yaptı, belki şampiyon olacak. Konya da kümede kalır. Neticede senin yöneticin değil mi, “Giray hoca oyuncu değişikliğinde hata yaptı” diyen?
- Doğru Hakan. Oyuncu, antrenör, teknik adam olarak 40 senedir futbolun içindeyim. 2 aydır kulüpte yönetici olarak bulunanlar böyle konuşuyor.
- Eksiklerinin olduğunu kabul et hocam sen de(kahkahalar)
- Etmem mi Hakan, eksiğim ben. Bak ben sana bir şey anlatayım. Spor akademisini bitirmişim, kulüp beni İngiltere’ye kursa yolluyor. Trabzonspor’un en başarılı günlerinden beri malzemecilik yapan Kuş Mehmet (Mehmet Yazıcı) beni çağırdı ve dedi ki, “Oğlum bırakın kursları falan. Verin bana 500 lira size bir saat ders vereyim. Hayat boyu lazım olacak.” “Ne dersi vereceksin yahu, yok sana 500 lira” cevabı verdim. “Yağcılık dersi oğlum, yağcılık dersi! Hayat boyu ihtiyacınız olacak” dedi.
- Kıyamadın değil mi 500 lirana!
- Almadım o dersi, 500 liraya kıysam böyle mi olurdu? (kahkahalar)