Arama

Popüler aramalar

Hatırla dev adam

Abone OlGoogle News

Turnuva havası başka olur derler. Hiç beklenmedik bir takımın hem de kötü başladığı bir şampiyonayı zirvede tamamladığı, favori bir takımın da daha ilk turdan finallere veda ettiği çok defa görülmüştür.
Peki Türkiye iyi bir turnuva takımı mı? Bence değil. Her ne kadar yıllardır gerek altyapılarda, gerekse A Takım seviyesinde bütün Avrupa ve Dünya şampiyonaları’nda yer alsak da, henüz bir ekol olamadık. Daha, “Türk Milli Takımı şu basketbolu oynar” diyemiyoruz. Halen kırılganız, dirençsisiz, konsantrasyonumuz kolay kaybediyoruz. Kısacası şampiyonaya nasıl başlarsak öyle gidiyoruz. Kafada alınan bir mağlubiyet, turnuvanın sonunu belli ediyor. Alınan bir darbede yıkılıp, ayağa kalkamıyoruz maalesef. Kendi evimizdeki 2001 şampiyonasını saymazsak, bu hep böyle oldu. Amerika’da, isveç’te, Sırbistan’da ve Japonya’da.
ilk gün alınan Litvanya galibiyeti, zaten mücadele ederek ve savaşarak biryerlerle gelmeyi hedefleyen Türk Milli Takımı’nın moral motivasyonunu inanılmaz derecede artırmış, adeta kamçılamıştı 12 Dev Adam’ı. 2005’teki Litvanya mağlubiyeti ise darmadağın etmişti.

Haberin Devamı

Yine Litvanya klasiği
Yine bir Litvanya klasiği ile başlayacağız 2007’ye, o maçın sonucu da büyük olasılıkla kaderimizi belirleyecek ispanya’da.
Türk Milli Takımı, Litvanya maçına, yani Avrupa şampiyonası’na hazır mı?
Oynanan bütün hazırlık maçlarını canlı izledim. Efes Pilsen World Cup’ta da son provayı yaptı Milliler. Geçmiş yıllara oranla bir kıyaslama yaparsak, hayal kırıklığı yaşanan 2003 ve 2005 şampiyonalarına göre çok iyiyiz, geçen yılki Dünya şampiyonası’na göre ise kötüyüz.

Haberin Devamı

Saha dışı tamam
Kesin olan artık saha dışı olayların yaşanmayacağı. O saçmasapan, aptalca diyebileceğimiz sürtüşmeler, ego savaşları bu kez olmayacak. Hepsi sorumluluklarının bilincinde. E 16 Temmuz’dan bu yana da inanılmaz bir tempoyla ve azimle çalışıyorlar. Ama henüz ne üst düzey savunma yapabiliyor, ne de hareketli hücum edebiliyoruz. Sırbistan maçı dışında hiç keyif almadık oynanan basketboldan. O da biraz Sırplar’dan kaynaklandı. Japonya’daki başarının anahtarlarından en önemlisi ribauntları kazanmamızdı. Oynadığımız 20’ye yakın özel ve resmi maçın 19’unda ribauntlarda biz üstündük. Hido ve Memo da iyi ribauntçu sayılırlar. iki değişiklik, durumu bu kadar etkilememeli. Demek ki yeteri kadar savaşmıyoruz, istekli değiliz. Ribaunt alamayınca, hem savunma hem hücum dengemiz bozuluyor. iyi ribauntçu bir takım bir sene içinde bu kadar değişmemeli. Bilinen ve iyi yapılan şeylerin tekrar hatırlanması gerekiyor. Bir insan bisiklete binmeyi nasıl unutmazsa, ribaunt almayı ve savunmada mücadele etmeyi de unutamaz. O gün şutun girmez ama istersen o ribauntu alırsın. Zaman zaman savunma sertliği üst düzeye çıkabiliyor. Bunu kesinlikle ama kesinlikle 40 dakikaya yaymalıyız. Savunma ve ribauntlardaki sorunu çözdüğümüz anda, daha iyi hücum edeceğimiz de bir gerçek.

1 gün bile yeter
Önümüzde bir hafta var. Bu kadar kısa süre içinde, bu olumsuzluklar düzelebilir mi? Bir günde bile düzelir. O da Litvanya galibiyetinden geçer. Yeter ki, geçen yılı unutmasınlar. Çünkü hepsi birer yıldız olmasına rağmen, savaşmadıkları, mücadele etmedikleri, bir top için bile kendilerini yerden yere atmadıkları taktirde bir “hiç”ler. Bunu kendileri de çok iyi biliyor.

Haberin Devamı