Arama

Popüler aramalar

Galatasaray çok şey kaybedebilir...

Abone OlGoogle News

Adnan Polat dönemi yöneticisiydi. İşini o kadar iyi, özverili yaptı, taraftar, teknik heyet ve oyuncuların onu o kadar sevdi ki, Ünal Aysal döneminde de ‘fahri’ olarak devam etti. Harika bir bayan takımı kuruldu.
Erkek takımı 20 küsür yıl sonra ligde final oynadı, cumhurbaşkanlığı kupasını kazandı, tarihinde ilk kez Euroleague’de gruplara kaldı, o da yetmezmiş gibi Top 16 oynamaya hak kazandı. En önemlisi taraftar tekrar basketbol heyecanını yaşamaya, tribünleri yıllar sonra doldurmaya başlamıştı.
Tabii ki teknik anlamda coach Oktay Mahmuti ve oyuncuların bu başarıda rolü çok büyüktü ama Hakan Üstünberk onlara rahat bir çalışma ortamı hazırlıyordu.
Galatasaray Basketbol Şubesi kurumsal olarak istenilen seviyede değil. Kişilerin eline bakıyor. Mahmuti ve Üstünberk düzgün, planlı bir organizasyonun oturması için çabalıyordu. Nitekim kısa zamanda camianın büyüklüğü ile herhangi bir kulübün 3-4 yılda geleceği noktaya 1 senede geldiler.
Bu organizasyondaki en önemli nokta istikrar olacaktı. Ama birileri işleyen tekere çomak soktu.
Her ne kadar Üstünberk, ‘ailevi nedenlerden dolayı istifa ettim’ dese de, mevcut yönetimle uyuşmazlıkları olduğu biliniyordu. Zaten Türkiye’de düzgün adamın, düzgün iş yapanın ömrü uzun sürmüyor. Alengirli işler yapacaksın, oran buran oynayacak ki bir yerlere gelesin. Şimdi Mete Başol ve Bülent Tulun’un isimleri geçiyor. Hakan Üstünberk’i tanımam. Sadece dışarıdan yaptığı güzel işleri takip ve takdir ediyordum.
Ama kiminle konuşsam ‘yere-göğe sığdıramıyor’. Başol ve Tulun’u da tanımam. Tulun yıllardır kulübün içinde. O zamanlarda futbol için neler yapılmış ki, basketbol şubesinin ileri gitmesi için yapılacak.
Umarım, basketbol şubesi yıllardan beri olduğu gibi (Murat Özyer dönemi hariç) birilerinin at koşturduğu, takımın da yerlerde süründüğü bir hal almaz. Nacizane tavsiyem Üstünberk’in göreve dönmesi için ikna edilmesi... Yoksa onca emeğe yazık olabilir...

Haberin Devamı

Derbide Efes güldü

Haberin Devamı

Caferağa Spor Salonu haftanın açılış maçında ‘milyon dolarlık bebekler’i ağırladı... Bir Euroleague maçı sertliği yoktu ama son derece keyifli bir basketbol oynandı. Özellikle Anadolu Efes, Kerem Tunçeri’nin ‘10 numaralık’ oyunuyla hücumda harikalar yarattı. Gökhan Şirin’in en kritik anlarda attığı şutlardaki cesaretine ve onu en kritik anlarda oynatan Ufuk Sarıca’nın cesaretine hayran kaldım. Fenerbahçe Ülker’in en büyük sorunu dış atış yüzdesiydi. Yüzde 53 ile üçlük attılar ama iyi yaptıkları savunmayı bu kez unuttular.

Banvit’i de yenerler

Sezona iyi başlamamışlardı. Sonra ‘sihirli değnek’ deydi sanki. Eurocup maçları dahil üst üste tam 12 maç kazanmışlardı. Ama her güzel şeyin bir sonu olacaktı. O sonu da Aliağa Petkim hazırladı...
Coach Burak Bıyıktay, Aliağa’da önemli işler yapıyor. Play-Off’a kalırlarsa sürpriz olmaz... Mersin ise tam tersine gidiyor. Son 10 maçta sadece 1 galibiyet aldılar. Hacettepe maçı onlar için kritik eşikti, kaybettiler. Bandırma Kırmızı yine kazanamadı... Aynı şekilde kaybettikleri bu kaçıncı maç hatırlamıyorum. 35 dakika önde gidiyorlar, son 5 dakikada bir haller oluyor. Tecrübe denen şey, buralarda fark yaratıyor...

Haberin Devamı