Boşa geçen bir gün
Haberin Devamı ›
İspanya öncesi sayılı hazırlık maçı oynuyoruz. Bunların hepsi çok değerli olmalı. Dünkü karşılaşmanın da bu anlamda faydalı olduğunu söylemeyiz Avrupa Şampiyonası öncesi. Çünkü Avrupa’da böyle bir basketbol oynanmıyor, topu eline alan 5-6 saniye içinde çembere göndermiyor. Her topun değeri çok ama çok fazla. Avrupa Şampiyonası’nda bir takımın bırakın 90’lı 100’lü sayılara, 75-80’lere bile ulaşmaşı oldukça zor olacak. Bu nedenle biraz boşa geçen bir gün oldu Türk Milli Takımı için. Yoğun bir idman temposu nedeniyle, fizik olarak kötü durumda olduğumuz gözle görülür bir gerçek. Fazla yükleme yüzünden, vücutlar ağırlaşmış. Ancak yine de bu potamızda gördüğümüz 101 sayıya bahane olmamalı, hatta Avustralya’nın 4, dönem dönem 5 kısayla oynayıp, eşleşme sorunu yaşatması bile. Adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya potaya ulaştılar her hücumda. Birebirde hep geçildik. Yardımlaşma yok, konsantrasyon yok, ciddiyet yoktu savunmamızda. Finallerde bırakın bütün bir maçı, iki dakika bile böyle savunma yapma lüksümüz olamaz. En ufak bir hata, en küçük bir konsantrasyon eksikliğinde hemen cezayı keserler.Takımın en iyisi hiç kuşkusuz Mehmet Okur’du. NBA’de bu sene sürekli sergilediği resitallerden bir örnek daha sundu Abdi İpekçi’de. 4/4 üçlükle 28 sayı, 5 ribaunt. İbrahim ve Serkan da, skorer kimliklerini ortaya koydular. Sonuçta, elimizde bir çok hücum opsiyonu var. Bir şekilde arzu edilen sayıya ulaşılır. Ama dünkü savunma performansı inanılmaz derecede kötüydü. Savunma yapmaya teşebbüs bile etmedi oyuncular. Atarak maç kazanılmayacağını Japonya’da çok iyi anlamıştı bu takım. Umarım bir an önce tekrar hatırlarlar.Takımla ilgili iyi yazabileceğimiz tek iyi şey, önceki yılların aksine kimsenin ön plana çıkmaya çalışmaması, hücumda top paylaşımının olması, bir iki top dışında gereksiz zorlamaların yapılmamasıydı.Not: Bu yazı ilk maç sonrası yazılmıştır.İkinci maça gelince... Yukarıda yazdığım bütün olumsuzluklar tam tersine dönmüştü 24 saat içinde. Demek ki istenince oluyormuş, bu durumu yorgunluğa bağlamanın da alemi yokmuş. 93 sayı atıp kaybeden Milliler, bu kez 85 sayı atıp 22 sayı farkla maç kazandılar. Topu sürekli pota altına indirdik. Kaya, Mehmet, Kerem Gönlüm hatta Oğuz fazlasıyla efektif oldu çembere yakın bölgede. Dış atıcılarımız başta Serkan olmak üzere hepsi istim üstündeydi. Engin, Ender, İbrahim skora katkıda bulundu. Sakatlıktan çıkan Hidayet de çok faydalı oldu. Takım savunmasına söyleyecek bir şey yok. Yenilen sayıdan belli oluyor. İkinci maçtaki anlayışımızla Avrupa Şampiyonası’na gidersek, bu takım beklenenden bile daha iyi bir iş çıkarabilir.