İki takımın ettiği

Haberin Devamı ›
Zaragoza kupa maçının ilkinde evinde 4-2 üstünlük kurmuştu. 2. maçı seyredip, Ronaldinho’nun 38. dakikada atılışına takılanları uyaralım. İdeal kadrolu bir Barca vardı. 4 golün 3’ünü 4 dakikada yemiş olmaları büyük problem. Çizgi defans yapıları ise feci. Zaragoza, bunu çökertme zekasını sergileyebilecek bir takımdı. Sallanmadan kontrataklara çıkabiliyorlar. Atletico Madrid gibi. Zaragoza böyle işte. Son 2 sezonun en çok gol yiyen takımlarından. Kupa sistemi için yaratılmışlar. Merhametleri yok. Sabırlılar, rakibi nasıl cezalandıracaklarını iyi biliyorlar. 2004 kupa finalinde Real Madrid’i 3-2 yendikleri maçı hatırlayalım. Gol yedikçe atan, hırs ve agresiflikleriyle rakibin sinirini bozan, inatları ile taşı eritecek bir oyun sergilemişlerdi. İspanya Süper Kupası’nı, şampiyon Valencia’ı dağıtarak kazanmaları Valencia’nın kriz döneminin başlangıcı olmuştu. O kadrodan kaleci hariç 5 kişi, Barcelona karşısında ilk 11’de sahadaydı. 3’ü sonradan oyuna girdi. Forvetlerini yenilediler, Diego Milito ve Ewerthon’un toplam 19’ar golü var. Bu arada o dönemlerin golcüsü David Villa, şimdi Valencia’da. Hafta sonu orta sahadan dönerek Deportivo’ya haylazca bir gol attı. Zaragoza’ya 2. ligden gelmişti. İspanya’nın en formda golcülerinden.Teknik direktörleri Munoz ile 2.5 senelik beraberliklerinden memnunlar. 4-2-3-1 ağırlıklı anlayış, gidenin yerine adam alarak işlemeye devam ediyor. Defansları aynı, defanstaki zayıflıklarında az buçuk düzelme var. Rövanşta 10 kişi kalan Barca canlarını epey sıktı, ama geri alandaki boşluğu reddetmediler.Gelelim Atletico Madrid’e. Unutmadan, Atletico’da genelde yedek oturan, ama Barca maçında kritik rol üstlenen Galletti de Zaragoza’nın kemik isimlerindendi. Fenerbahçe’ye de UEFA Kupası’nda sevgilerini yollamıştı. Luccin, 2 yıl önce Beşiktaş’ın iyi yabancı tercihlerinin bir parçasıydı; ama ikna edemediler. Beşiktaş’ın hala defansif orta sahada sancısı var. Luccin ve İbagaza, orta sahadaki oyun kurucu-savunma işbirliğiyle maçı çözdüler. Petrov-Torres ve Galetti ile yaptıkları her kontratak çıkartması, golü koklattı. Evet, Edmilson, Belletti yoktu. Ama herkes biliyor ki, esas Ronaldinho ve Etoo yoktu. Şampiyonlar Ligi finaline aday gösterilen, bu sezon rakiplerin şevkini kıracak seriler yakalayan bu takımın, iki isme bu kadar bağlı olması ve yerlerini dolduramaması suç mu, zaafiyet mi, normal mi? Mourinho’nun elindeki bu 3 maçın kasetleri, gün saydığımız Chelsea-Barcelona eşleşmesini bir futbol ansiklopedisine dönüştürecek verilere sahip.Zaragoza’dan, Atletico’dan bana ne demeye 3 yönden hakkımız yok: Birincisi, Barcelona’nın tartışılmayan ve dikkat edilmeyen sorunlarının üzerindeki boyayı kazıdılar, ikincisi taktiksel anlamda nefis veriler sundular, üçüncüsü Türkiye’de futbol gerçeklerinin değil hurafe ve dedikoduların konuşulduğunu gösterdiler. (Hatırlatma: Zaragoza geçen sezon Fenerbahçe’yi UEFA Kupası’nda eleyen ilk köy takımı olma ünvanını kazanmıştı.)