Çılgın taraftarlar

Haberin Devamı ›
Vieira gitmişti, ama Arsenal’in ilk 11’i, tedbirli olmanın korkuya kaydığı bir yığılmaydı: Reyes ve Pires kanatlara geçerken Gilberto Silva-Fabregas ve Hleb gibi defansif orta saha vasıfları hücumları kadar gelişmiş tüm adamlar vardı. 5 üst klasman kişiyle kurulmuş bir orta saha! Oysa karşılarında yıllardır Keane’e alternatif yaratamamış, şimdi Keane’siz kalmış bir Manchester United vardı. Alan Smith’i bu bölgeye kaydıracak kadar çaresizleşen bir Manchester, ki Smith de kadroda değildi. Tek dayanakları Scholes da yoktu. Fletcher ve O’Shea gibi çalışkan, ama yeteneği sınırlı iki adamla idare etmeye çalıştılar. Kanatlarda da mazide kalan Giggs ile disiplinsiz Ronaldo... Bu kısır Manchester orta sahasına 5 tane üst düzey adamla dikilen Arsene Wenger’in, havanda su dövmüş olması ne kötü. Chelsea’ye karşı da benzer ‘kalabalığı’ tercih etmişti. Ama yetmeyebiliyor, işlemiyor, tat vermiyor. Dünkü gibi. Bunun, sadece oyuncuların kalitesiyle ilgili bir verimsizlik olmadığını yine ispatladılar. Fenerbahçe’nin pek incelenmeyen sorunu da bu... Sezon öncesi defansa dönük bir orta saha ararken en son 3 isim yansımıştı: Maldonado, Mozart ve Appiah. Farklı özellikleri olan, çalışkan, savunma becerisi yüksek ve top kullanabilen futbolculardı. Yani tespit ve liste doğruydu. Sonrasında Appiah-Aurelio-Selçuk’lu 3’lü bloğun ne kadar iş yapacağı üzerine yürüttüğümüz tahminler de... Bir süre sonra bu işin o kadar kolay olmadığı görüldü. Alan paylaşımını iyi yapamadılar. Genelde hepsi en başarılı olduğu bölgeye, ortaya yığıldılar. Oysa en büyük sorun beklerin önünde kademe yapacak adamların olmasıydı. Aurelio’nun daha sağ açık gibi olması bu işi biraz düzeltebilirdi. Selçuk’un topu en iyi yön değiştiren futbolculardan biri olmasına rağmen savunmada beklediğimiz fizik dirence ulaşamaması, adam takip etmemesi özellikle Avrupa maçlarında telafi edilmez sonuçlar doğurdu. Orta saha uyum sağlanamazsa, hareket özgürlüğünü kısıtlayan kuru kalabalık haline dönüşüyor. Takımın etkinliğini bir anda aşağıya çekebiliyor. Ligde bu bölgedeki verimsizlik ancak detaylı incelendiğinde farkedilebilir. Ama Şampiyonlar Ligi’nde izlerken bile netti. Hücuma çıkarken kimi zaman forvetlerin, kimi zaman da orta sahanın kaptırdığı toplar bir yana, o topun peşinden koşmamak, savunmayı can evinden vurdu. Defans-forvet arasında kalabalığa rağmen yaratılan bu boşluk Schalke, Milan maçlarını koparan temel noktaydı. Adınız ister Real, ister Bayern olsun. İleri giden, geriye de süratle dönmek zorunda.Fenerbahçe aslında hücuma iyi çıkabilen orta sahaya sahip. Appiah’ın oyunu yönlendirme ve tek top yeteneği sadece Everton maçında tam anlamıyla izlenebildi. Henüz bu bölge iyi işlemediği için ceza alanındaki sürpriz golcü olarak istenildiği kadar destek veremiyorlar. Lyon, Chelsea, Real Madrid, Juventus, Liverpool ve birçok üst düzey başarılı ekibin en büyük silahı ise budur: Orta sahaların ceza alanı aktifliği.