Yeter mi?

Haberin Devamı ›
Kıvrak ve baskıcı Nobre’yi, çabuk Holosko ile serbest Delgado’nun önüne yerleştirmişti Ertuğrul hoca. Ufuk-tefek denemelerle zayıf Ukraynalılar’a gol sinyalleri gönderiyordu Kara-Kartal, akıllı oyun planıyla. “Sistemi değiştirmek zor” demesine rağmen çift önliberodan, tek Cisse’ye, yanındaki eski silah arkadaşı Uğur İnceman’ı da sağ kenara göndererek, çabuk topla ayağa oynayarak, şişirmeden golü bulup, işi pişirmek peşindeydi Siyah-Beyazlılar.
Maç öncesindeki planı, maç içinde uygulamaya başladılar. Fizik gücü yüksek olduğunu düşündükleri Ukraynalılar’ı ilk 20 dakikada düşündükleri gibi oyundan düşürdüler. Sonra ne olduysa oldu... 20. dakikada sanki gizli bir el, fişi çekti veya kabloyu kesti. Koşan, yardımlaşan takımın yerini şaşkınca bakan, birbirinden kopuk, atılan pasları anlayamayan, iki Ukraynalıyla bile kalesinde tehlike gören hale geldi Beşiktaş!.. Ukraynalılar’da şaşırdı bu işe. Galiba biraz oynarsak bir şeyler olacak gibi hissedince, biraz da yüreklenince, yoktan yere hem pozisyon buldular hem de Beşiktaş’ı yordular. Bakmayın isminin Metalist olduğuna, öyle metal gibi bir takım değiller. Eğilmez, bükülmez gibi de gözükseler, aslında tipik bir kötü Rus takımı görüntüsündeler. Biraz baskıyı görünce, biraz da pas trafiği işleyince kalitelerini ne kadar olduğunu hemen anlıyorsunuz. Oysaki sayalım; Sivok, Seriç, Zapatocny, Cisse, Tello, Delgado, Nobre, Holosko ve sonradan oyuna giren Bobo. Bu kadar yabancıyla Beşiktaş böyle mi oynamalı? Uğur İnceman’a alışık olmadığı sağ tarafta, Serdar Özkan kulübedeyken bu kadar uzun dayanılır mı? Zaten gole bakın, koşarken değil Beşiktaş, topun duranından skoru yakaladı. Ukrayna’da dikkat!