Sessizliğin sesi

Haberin Devamı ›
Belki pankartların sesi, belki Metin Oktay'ın resmi, belki de Kayseri'de rakibi Fenerbahçe'nin kaybettiği puan Galatasaray'ı sahada coşturur diye düşünürken, orta sahayı Murat Hacıoğlu, Adem Koçak, Hürriyet ve Petrus ile kalabalık tutan ve çabuk hareketlendiren Ankaraspor, oyunu kilitledi. Bundan önceki haftalarda 11 beraberlikle oyunu kilitleyebilen Başkent ekibi, aynı planı böylelikle uygulamış oldu. Forvet bolluğunda bulacağını zannettiği gole ancak ilk yarı biterken kavuşan Galatasaray'ın özellikle ileri uca yavaş top taşıması da, konuk takıma yaradı. İşin doğrusu Ankaraspor; eğilmeden, bükülmeden, ezilmeden, gönlünü ortaya koyarak oynayan bir takım. Özellikle oyunu dikine oynayan Volkan ve santrafor Mehmet Yılmaz'ın da kadroya girmesiyle daha iyi olacaklardır. Aykut hoca; Ediz ve Batak ile Hakan Şükür ve Ümit Karan'ı kontrol ederken, Petrus'u önlerinde sigorta olarak düşünmüş. Özellikle de sol kanatta Wederson-Murat Hacıoğlu ikilisiyle Galatasaray'ı avlama planı yapmış. Buna karşılık Cim Bom, Hasan Şaş ve Sabri ile burayı kontrol ederken, orta sahayı sadece İnamoto'ya bıraktı. Sarı-Kırmızılılar, İliç'in de az yardım etmesiyle sahadan istediğini alamayacak hale geliyordu. İnamoto'nun özellikle ne yapmak istediğini herkes merak edip durdu. Galatasaray, 44. dakikadaki golüne, 84'te birini daha ekleyince ligin üst tarafını iyice renklendirip, taraftarını da ümitlendirdi. Bir çift kelam da, Galatasaray'ı yalnız bırakan taraftara... Edilen küfürler, hoş bir seda olarak gökkubbeye gitmiyor, kahredici bir ceza olarak sahada futbolculara dönüyor. Şampiyonluk yolunda Galatasaray'ın seyircisine mutlak ihtiyacı olduğunu taraftarları unutmamalı. Galatasaray için Fenerbahçe'nin kaybetmesini bekleyeceği, ama kendisinin de mutlak kazanmak zorunda olacağı haftalar var. Filmin sonunu hep birlikte merakla bekleyeceğiz.