Pas fakirleri

Haberin Devamı ›
Maç öncesi demeç derbisi, Arzuman tedirginliği getirmişti Saracoğlu’na. Sakatlar unutulmuş, taktik kritikleri bir kenara bırakılmış, ayaklardan önce ağızlar çalışmıştı kısacası. Maç sonrası ise tartışılan hakem, tartışanı değil kendini savunanı çileden çıkarttı. Kezman yokluğu Fener’i, Tello ve Nobre yokluğu Kartal’ı olumsuz etkiledi gol bölgelerinde. Büyük maçların konsantrasyonu, hazırlanılışı bir başka olmalı. Fenerbahçe sahaya çıktığında, sanki maç atmosferinin dışında gibiydi. Ağır Fenerbahçe ikilisinin arasına zarif gol pası bırakan Delgado’yu ve gol vuruşu yapan Bobo’yu sadece seyretmeleri de bunun göstergesiydi. Kartal sahanın emniyet şeridini her iki yanda da kontrol etmeye çalıştı. Beşiktaş, Carlos ve Vederson çıkışlarını solda, Gökhan’ın çıkışını ise sağda durdurup Fenerbahçe’yi göbekten oynamaya zorladı. Temposu düşük, top kaybı derbiye yakışmayacak kadar çok olan gecenin, Kanarya’ya hayat veren ilacı kornerden gelen gol oldu. Devreyi 1-0 geride bitirse, ikinci yarı işi zor olurdu. Beşiktaş maçı kontrol edip, puan kaybetmeden Kadıköy’den gitmeyi düşünmüştü. Cisse, Serdar ve Koray orta sahayı kontrol ettiler. Fenerbahçe ise, oyunu geride kabul edip gecenin yıldızı Delgado ile ileride Bobo ve Burak’ı topla buluşturmaya çalışan rakibinin 3 adamını, çok adamla geride bekledi. Önde çoğalamadı. Pas bağlantısını sağlayacak Marco, Deniz ve Alex de önden ve arkadan kopuk oynadılar. Deivid’in içeri geldiği pozisyonlarda, orta sahadan gol bölgesine Fenerbahçe kimseyi çıkaramadı. Derbilerin kaderini büyük futbolcular belirler. Delgado iyi oynadı, Alex ise kötü. Kartal kaybetti, Fenerbahçe kazandı. Yıldızlar kazandırır teorisi de sakatlandı. Carlos’un ilk derbisi galibiyetle biterken, Ertuğrul hocanın maç öncesi demeci aklıma takıldı: “Bu maç kariyerim için iyi bir başlangıç olabilir...”