Oldu bu iş

Haberin Devamı ›
Her şey istediğimiz gibi gelişti Hollanda’da. Önce grubun diğer maçında CSKA, İnter’e yenilip aradan çekildi, Fenerbahçe’nin Avrupa yolu uzadı. Philips Stadı’nda da takımımız rakibine skor üstünlüğü vermedi ve daha iyi takım olduğunu PSV’ye psikolojik olarak kabul ettirdi.
Kezman yokluğu böyle maçlarda hep soru işaretiyle başlatıyor Kanarya’yı. Onun yerine oynayan Semih, kendi performansının üstüne çıkarak, koşan ve basan görüntüsüyle görevini iyi yaptı, bulduğu pozisyonları atsaydı, gecenin kahramanı olurdu. Unutmadan Avrupa tecrübelisi Önder’in yerinde başlayan Gökhan’a ise bir kocaman aferin... PSV’nin çabuk ayaklarını Deivid’in kendisine yardım etmemesine rağmen, başarıyla durdurdu. Hem de takımını hücuma çıkarabildi. Aslında tüm futbolcuların yüreğiyle oyunu ve takım olma yolundaki her gün üstüne koyarak yaptıkları, gecenin sevindirici tarafıydı. Önü kuvvetli, arkası dengesiz PSV karşısında onların yapmak istediklerini Kanarya gerçekleştirdi. Farfan ve Bakkal ile defansımızın arkasına sakma girişimlerini takım savunmasıyla kestik. Ve biz onların defans arasına ve arkasına daha etkili gittik. 63. dakikada ağır bir kararla Deivid’in atılması, Alex’in 35. dakikadaki tuhaf sakatlığı oyun düzenimizi etkilese de, mücadele isteğimiz sürdü. Lugano’nun lüzumsuz gördüğü kart onu oyundan erken düşürdüğü gibi bir de cezalı duruma düştü. Artık buna bir son vermeli. PSV, basit-disiplinli ve çok koşarak oynayabilen futbolcu kalitesi Fenerbahçe’nin altında bir takım. Kanarya PSV’yi Hollanda’da yenebilir ve gruptan ‘erken çıkan’ olurdu. Herhalde bunu taraftarıyla birlikte yaşamak için, Kadıköy’e bıraktı.