Arama

Popüler aramalar

Futbola helal olsun

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Şampiyonlar Ligi’nin gruptan çıkış anahtarı; kendi sahanda galip gelip, dışarıdan puan almaktır. Marsilya’daki kayıp, Beşiktaş’ın ‘Porto maçından mutlak galibiyetle ayrılmasını gerektirir’ tablo ortaya çıkarınca, Kartal buna uygun plan ve istekle İnönü’de sahadaydı.
İki Serdar’la sağ, Üzülmez, Tello ile sol kanatı kapatarak Ertuğrul hoca, Porto’ya bildiği ve sevdiği kanat bindirmeleri ile oynama imkanı vermedi. İbrahim Akın tercihi, Tello’nun öne daha rahat çıkışını sağladı. Dengeli geçen ilk 10 dakikanın sonrasında özellikle Cisse’nin en iyi performansıyla oynaması, Üzülmez ve Serdar Kurtuluş’un kontrollü müdahaleleri ve topları oyuna olumlu sokmaları, Tello ve Serdar Özkan’ın Porto üzerinde kurduğu baskı, ilk yarıda pozisyon zenginliğini ve oyun hakimiyetini Beşiktaş’a getirdi. Kurtuluş-Cisse-Bobo-Toraman mutlak gol şanslarını değerlendirebilseler, akıtılan terin karşılığı alınmış olacaktı. Porto iyi bir takım, gruptaki son şampiyon. Önde baskıyı tek tek değil, takım olarak yapıyorlar. Bu da Beşiktaş’ın geriden oyun kurmasını zorlaştırdı. Delgado ortaya çıkıp, mesuliyet alıp atacağı paslarla bu baskıyı bozmalıydı, bunu yapmadı. Takım savunmasını iyi yapan Porto’yu, Kartal terse açtığı uzun toplarla hep dengesini bozarak yakalayabilirdi. Bunu da yapmayınca Porto gol yolunda etkili olmasa da, kalesini garantiye alabildi. İki kaş, bir kaburga, bir de Kurtuluş bu savaştan arda kalanlar olurken, bu pozisyonlarda sarı kart çıkmadı. Erken sakatlıklar, Ertuğrul hocayı zora soktu. Unutulmamalı ki Şampiyonlar Ligi üst düzey kalite gerektiriyor. Bulduğunu atamazsan, hem para hem maç gidiyor.
Gecenin tesellisi ‘helal olsun’ dedirtecek futbol, üzüntüsü ise Devler Ligi’ne veda idi.