Cesaret gerek!

Haberin Devamı ›
Ortam gerilince, söylenecekler ile söylenmeyecekler birbirine girince, maç öncesi gerginlik sarmıştı Bursa’yı. Önce Yalova çıkışı, sonra Gemlik rampası ve de Bursa şehir girişi, arama noktası. Gönlün istediği Beşiktaşlı veya İstanbullu aranması yerine iyi futbolun aranması ama o da nafile, sadece gönül yarası. Şehir takımları içinde bence Trabzon ile Bursa en şanslısı. Sebep: Bursalı’nın, Bursaspor taraftarı olması, karışık renk kullanmadan Yeşil ile Beyaz’ı yan yana koyması. Ve de maçın başlangıç havası: Şampiyonluktan kopmak istemeyen sakatı bol Beşiktaş kaza yapmadan, Timsahlar ise düşme hatındaki bataklığa batmadan puan bulmaya çalışır şekilde sahadaydılar Atatürk Stadı’nda. Genç İbrahim Kaş sağ bekte, tecrübeli kaptan sol bekte, milli Gökhan Zan ile Baki stoperde, Bursa’nın forvetlerini durdururlar herhalde derken, tribün baskısı sonucu bilinçsizce Bursaspor saldırısı, 10. dakikada ürkek Kartal’a golü yedirdi. Defansa çarpan, Runje’yi terse yatıran gol, protokol tribünü dahil tüm stadı çıldırttı. Edilen küfürler de Beşiktaşlı yöneticileri çileden çıkartı bu dakikada. İyi niyetli olmayan futbolculara ilk bölümde hakemin sarı kart gecikmesi de eklenince futbol dışı kandırmacalar çıktı ortaya. Tek ön libero Serdar’ın önünde; Fahri, Rico, Mehmet Sedef’i düşünen Bobo ve Gökhan’ı değişerek Bursa’nın üstüne yolamayı planlayan Tigana’nın unuttuğu şey, böyle maçların ‘cesur yürek’lerle kazanılacağı. Ve onların böyle maçlara kafa olarak hazırlanmasıydı bence... Bursalılar topu alıp giderken, basıp dönerken hep genç kalan, Kartal’ın hem genç hem de tecrübeli ayaklarıydı. Bursa’nın ne pahasına olursa olsun kazanmayı kafasına koyduğu, kafasını topa soktuğu anlarda Beşiktaşlı futbolcuların şampiyonluğu isteyen yürekleri sahada yoktu maalesef. Oyun şablonu rakamlardan ibaret kalıyor böyle maçlarda. Sonucu, koşan ve kazanan ayaklar, kalpler ve inançlar alıyor unutulmamalı. Giden Tigana müdehalesini boşuna arayan gözlerimiz, koşan cesur yürekleri de sahada göremeyince; kendi Bursa’da, kulağı İzmir’de, ruhu İstanbul’da, aklı da havada kalan Kartal, kendine yakışmayan sonuçla evine döndü. Levent Kızıl Başkana ve Sevgili Engin’e önümüzdeki sene bir daha kabus görmemelerini temenni ediyor, Süper Lig’de kalmalarını da kutluyorum.