Arama

Popüler aramalar

Bir yanlışlık var

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Moldovalı futbolcuların maç öncesi televizyon ve gazetelere yansıyan sözleri, 5-0 biten ilk maçın hesabını kesmek istediklerinin göstergesiydi sanki. Biz de skorun rehavetinde gibiydik. Oysa ki şehitlerle bir olmuştuk ülke olarak milli takımın arkasında. Beklediğimiz; basit ama gönülden oynayan Moldova önünde galibiyetti.
Erken bir golle rakibi çözeceğimizin hesaplarını yaparken, amatörce bir hatayla 2008 yolunu belki de tıkayacak acayiplikte taçtan gol yedik. Konsantrasyon eksikliği desen değil, uzun taç atan adam olduğunu bildiğimiz için sürpriz desen değil, tam bir şaşkınlıktı yediğimiz gol. Dörtlü savunma önünde Marco sigortasıyla başladık, önde baskı yapmak için de Tuncay-Arda-Selçuk ve Emre’yi düşünmüştük. En öndeki Gökhan’ın yanına hücum yapılan kanadın tersindeki futbolcuyu sokarak kale önünde çoğalmayı planlamıştık. Moldova bildiği oyunu oynadı, biz onlara uyduk. Rakibin savunma dengesini de bozamayınca koskoca ilk yarı da boşa gitti. 10 numaralı Frunza şişirilen bütün topları saklayarak bizi yavaşlattı, bizim şişirdiklerimizi de 2 numaralı Epureanu kafayla sürekli uzaklaştırdı.
Ümit Karan değişikliği ile aslında oynamamız gereken sisteme döndük. Bulduğumuz golün zamanı ikinci gol için yeterli olsa da bir eksiklik vardı. Sanki konsantrasyonumuz yeterli değildi. Hesap şaştı, işler karıştı. Önemli olan böyle ikili maçlarda, birincideki kazayı çok çabuk atlatıp, ikinciye hazırlanmaktır.