Ava giderken

Haberin Devamı ›
İsmi Şampiyonlar Ligi olunca futbol olarak bir renk bekliyorsunuz. Dün gece yedi maçta bir galibiyet alabilmiş Marsilya’da, Ankara’dan buruk dönen Beşiktaş’da bu lige yakışacak futbol güzelliğinde değildi.
Maç başında Cisse’nin tek kaldığı Beşiktaş orta sahası ‘S.O.S’ verince, Marsilya Kartal’ın zayıf tarafını bulmuş oldu. Hem sert, hem çok adamla orta alanı ve oyunu kontrol etmeyi başaran Fransızlar, sürekli Kartalın sahasında top alışverişi yaptılar. Cisse’nin gömülerek oynaması da rakibin işini kolaylaştırdı. Diatta’nın Toraman’la uyumu, Üzülmez ve Serdar Kurtuluş’un kademe dikkati bu baskıyı ilk 45’de kazasız geçirtti.
Arkaya yaslanarak oynadığımız zamanlarda yanlışımız, kazandığımız topları hiç olmazsa hızlı kanatlarımıza çabuk gönderememiz oldu. Eğer arkaya bu kadar yaslanıyorsanız, oyunu da kontrol edemiyorsanız, yapılacak iş öndeki Bobo’ya ve onun indireceği toplarla gol bölgesine girecek Serdar Özkan, Tello ve Delgado’nun ara koşularını kullanmak olmalıydı. Oysa Kartal, hem gömülerek oynadı hem de kazandığı topları yana ve geriye kullanarak rakibinin kalabalıklaşmasına izin verdi.
Serdar ve etkisiz Ricardinho’nun sakatlanmalarıyla erken değişiklik yapma zorunda kalan Ertuğrul hocanın da planları Marsilya önünde bozuldu. Başta Zenden ve diğer Marsilyalılar’ın faulleri, Ankara’dan sonra bir özür de Fransa’da beklenilecek gibiydi. Yediğimiz ilk gol de kornerden gelen topun direğe vurup, pozisyon olması ne kadar şansızlık ise, orada gol vuruşu yaptırmakta o kadar şaşkınlıktı. Tam avlanacak kıvama getirdiğimizi zannettiğimiz Marsilya, ava giderken bizi avladı.