Arama

Popüler aramalar

Akıl tutulması

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Biraz geriye bakalım. Çokça değil birkaç gün öncesine. Beşiktaş hayati bir maç oynuyor, rakibi Fenerbahçe deplasman galibi. Galatasaray kendi sahasında büyükşehir mağduru.
Durum tam tepedekini yakalamaya müsait. Beklenti o ki; Beşiktaş Marsilya maçından aldığı morali bu maçta kullanacak, puan cetvelinin alt sıralarında dolaşan zor durumdaki Rize’yi farklı yenip kendini daha da yukarı taşıyacak ve ligin üstüne tutunacak. Hatırlayalım sonra ne oldu? Tempolu başlayan Kartal durdu, Rize vurdu zaten soğuk olan havada üşüyen Siyah-Beyazlı taraftarlar biraz kırgın, çokça kızgın başta Rüştü’ye sonra Bobo hariç diğerlerine fatura çıkardılar.
Bir maç öncesinde de zaten Fenerli futbolcu istemiyoruz diye bağırdılar; Nobre, Mehmet Yozgatlı ve Rüştü’ye mesajı verdiler. Şimdi burada duralım. Rüştü bu ülkeye mal olmuş bir futbolcu, milli takım kaptanı ve hiçbir zaman renk fanatiği olmamış öyle değil mi? Öyle... Senin kalende sorun var mı? Var... Peki Rüştü’yü kırmak, soğutmak kime yarar? Rakiplerine... Aynı şekilde Yozgatlı etkili kanat adamı mı? Evet... Beşiktaş’ın oyun planında kanat organizasyonları önemli değil mi? Önemli... Üstelik Yozgatlı uzun süre Beşiktaş’a hizmet eder mi? Eder... Onu kaybetmek kime yarar? Yine cevap aynı rakiplere... Golcü sıkıntısı çekilen ligde Nobre iyi golcüler arasında mı? Evet... Sıkıştığın zaman Bobo-Nobre yanyana iki önemli gol silahı mı? Bunun cevabı da elbet ki evet... Peki onu kırmak kime yarar? Rakiplere... Peki oyundan çıkan Rico’ya ıslık neyin nesi? Diyelim ki kızgınların sesi. Kabul de bu adam kariyeri belli, ülkesinin milli oyuncusu değil mi? Evet milli oyuncusu. Kontratı devam ediyor mu? Ediyor... Onu kaçırmak kime yarar? Hem rakiplere hem de kontrat gereği parasını almaya devam edecek Rico’ya. Öyleyse onu kaybetmenin anlamı var mı? Yok... Beşiktaş’ta işte sorun burada. Birlik olmanın, takım olabilmenin, gönülden oynayan mutlu bir ordu yaratmak gerekirken takım içindeki bazı sorunlardan ötürü mutsuz futbolcusu çok. Çare bulunması gereken dert işte bu. Yetersiz bilgi, çok çene çalıştırır, çok laf da yalansız olmaz. 3 Türkiye Ligi, 1 Şampiyonlar Ligi maçı geçene kadar gün çok konuşanların değil, iş yapanların günü olmalı Siyah-Beyazlılar’da.
Oturup düşünmeli bu işlerin yetkilileri. Bu kadar sakatlık niye? Alınan yabancılar kulübe süsü mü? Ödenmeyen para var mı? Varsa bu takımda huzursuzluk yaratıyor mu? Transfer yanlış yapılmış diyeni var ise yetkililerin, bu transferi kim yaptı da yaptırdı diye soranı olmalı. Aynı gemide iki ayrı yöne seyretmeye çalışan kaptanı olmamalı, omurga tek parça ‘sağlam’ kalmalı. Kısacası kendi içinde düşünmeli Beşiktaş ve çare üretmeli, akıl tutulmasından bir an önce güneşli günlere çıkmanın becerisini göstermeli...