Alan, veren razı

Haberin Devamı ›
Ersun Yanal da, Ertuğrul Sağlam da sözde hücum anlayışını daha fazla öne alan teknik direktörler. Bu maç için ise enteresan bir biçimde ikisi de kaybetmemeyi öne alarak çıkmışlardı sahaya. Yattara’nın olmayışı, Delgado’nun da yakın markajda kitlenişi sonucu iki takım da mermisiz silahlarla dolaşan kovboylar grubundan öteye geçemedi. Oysa Yattara’nın olmayışı Beşiktaş için bu maçta ciddi bir avantaj olabilirdi... Bunu kullanmayı denemedi Sağlam. Zaten Bobo ve Serdar Özkan tercihi bizce yanlıştı. Terim’in Ulusal Takım’da Emre ısrarı ne kadar gereksiz ise, Beşiktaş’ta da Sağlam’ın Özkan ısrarı benzer bir durum. Hiç abartıya gerek yok, Beşiktaş maçın bütününe yakını 9.5 kişi oynadı desek, yeridir. Özkan’ın ne savunma desteğinde ne de hücumda varlığı hissedilmedi. Oysa Aydın Karabulut, özellikle de ilk yarıda Beşiktaş’ın üretimde potansiyeli olan belki de tek ismiydi. Ters bir değişiklikle, Aydın’ı oyundan aldı. Sonra da Tello’nun başının nasıl sıkıştığını gördük. Trabzon’da da durum farklı değildi. O da bir puana razıydı. Cisse ve Uğur İnceman’ın başarılı oyunu Beşiktaş’ın orta sahadaki ezikliğini kamufle etti. Aynı şekilde Zapotocny ve Sivok’un da savunmadaki uyumu, Rüştü’yü rahatlatan faktördü. Sonuçta futbol heyecanı açısından merakla beklenen derbi, neredeyse pozisyonsuz bitti. Ama sanıyorum ki, iki cephede de bu beraberlik karlı sayılacaktır.