Topla oynayan Fenerbahçe’yse de açıkları bulan, golleri atan Beşiktaş’tı ve üstelik bunu ilk 25. dakika içinde yapmıştı. Gerçi o ana kadar goller dışında ciddi anlamda etkisi var denemezdi Beşiktaş’ın. Hatta El Bilal Toure attığı golden önce topu Vaclav Cerny’e hatalı göndermişti ama yardımcıları rakip stoperler oldu!
Hakemin genel yönetim çizgisi yeterli değildi. 44. dakikada Kerem–Salih mücadelesinde Fenerbahçe lehine verilmeyen penaltı, maçın kritik hatalarından biri olarak öne çıktı. Maçın uzatma dakikalarda Gökhan Sazdağı’ın Jhon Duran’ı itmesine de penaltı kararı verilmeliydi. Yılmaz, yine devam diyerek bir başka hataya imza attı
Ligdeki genel form durumuna bakınca Fenerbahçe Dolmabahçe’ye bir adım önde gelmiş olabilir ama Beşiktaş’ın maç başlangıcı tüm senaryoyu değiştirecek cinstendi. Sergen Yalçın, Bilal Toure’yi santrfor oynatıp son haftaların formsuzu Abraham’ın kulübede tutunca Beşiktaş’ın geçişleri hızlandı, bitiriciliği bir üst seviyeye çıktı.
Ben de dahil olmak üzere, Galatasaray'ın Bayern Münih gibi bir takım olduğuna dair çok sayıda iddiada bulunuldu.
Galatasaray, Beşiktaş maçında ilk yarım saat oyununun kontrolünü almakta zorlanmıştı. Bunu dün gece Trabzonspor karşısında ilk 45 dakikaya çıkardı. Galatasaray'ın hücum oyuncularında (Osimhen hariç) büyük bir düşüş var. Dün akşam rakip kaleye yaklaştıkça adeta yeteneklerini kaybetmiş gibi oldular. Aşırı acelecilik ve rakip ceza sahasındaki pas tercihlerindeki hatalar puan kaybını kaçınılmaz hale getirdi. Barış ve Yunus dün hücumda o kadar çok pas ve pozisyon hatası yaptı ki saymakla bitecek gibi değil.
Memleketimizin güzide köşelerinden komşu köyümüz Uçmakdere’de dostumuz Hasan’ın oteli Avdimio’da bir grup arkadaşla izledik maçı. Metropol, kent, köy fark etmiyor… Futbolumuz nerede izlerseniz izleyin, “vasat altı”! Federasyonun hakem merkezli “bahis soruşturması”nın yükünü de taşıyacak olan Cihan Aydın’ın yönettiği maçın ilk yarısı tam da beklediğim gibi, “etkisiz” tamamlandı! Devre boyunca dişe dokunur pek bir şey olmadı.