‘’Kartal baskını‘’
Euroleague’de önüne geleni deviren ve Süper Lig’de de 13 maçtır kaybetmeyen Anadolu Efes’e, Beşiktaş Sompo Japan ‘dur’ dedi. Burak Bıyıktay yönetiminde son 6 maçın 5’ini kazanan Kartal, Avrupa’nın en formda takımı Efes’i de devirip yoluna devam etti.
Bir tarafta Euroleague ve BSL’nin lideri Anadolu Efes, diğer tarafta ise coach değişikliğinden sonra sadece 3 yabancı ile oynamasına rağmen 6 resmi maçta 5 galibiyet alan Beşiktaş Sompo Japan vardı. Keyifli bir mücadele bekliyorduk ama bu kadarını da beklemiyorduk.
İvanoviç gittikten sonra Burak Bıyıktay’ı takımın başına getiren, takımın en önemli iki yabancısı Theodore ve McAdoo’yu kaybetmesine rağmen takviye yapmadan yola devam eden Beşikaş, defalarca çift haneli farklarla geri düşmesine rağmen hiç pes etmedi, maça tutundu, bunun da karşılığını uzatmada kazanarak aldı.
Efes üçlüklerle başladı...
Oyuna Buğrahan’ın üçlükleri ile 24-11 önde başlayan Efes’in, eksik rakibi önünde rahat kazanacağı görüntüsü vardı sahada. Ama Beşiktaş, McKissic önderliğinde inanılmaz bir karakter koydu sahaya. Kenardan gelen Oğuz pota altını domine ederken, neredeyse bütün maçı oynayan İsmet son derece istikrarlı bir performans sergiledi.
14-0’lık seriyle geri dönüş
Efes, son hamlesini 4. periyodun başında yaptı. Beşiktaş, 10 sayıdan geri gelmişti ama skor 74-66 oldu. Ama Kartal yine yıkılmadı. McKissic ve Gotcher’ın üçlükleri, Oğuz ve Djurusiç’in pota altı basketleri ile 14-0’lık bir seri yakalayan Beşiktaş, 80-76 öne geçti. Tam ‘kazandım’ dedikleri anda ise Beaubois’in kaçan serbest atışı sonrası hücum ribaundunu alan Peters, maçı uzatmaya götürdü: 86-86.
Maça McKissic imzası
Uzatmada da geri adım atmayan Siyah-Beyazlılar, 38 sayıyla oynayan McKissic’in olağanüstü performansı ile maçı kazanmasını bildi. Burak Bıyıktay, çok kısa sürede gerek mental, gerekse taktik anlamda büyük değişiklikler yapmayı başardı. Eksik yabancıların yerine takviye de yapılırsa Beşiktaş ikinci yarının en sürpriz takımı olabilir.
‘’Dünya varmış!‘’
Fenerbahçe Beko’nun moral ve özgüven kazanması açısından bir tane büyük galibiyete ihtiyacı vardı. 21. hafta geride kalırken Sarı-Lacivertliler, ilk sekizde yer alan takımlardan hiçbirini mağlup edememişti. Dün bir ilk gerçekleşti...
Milano, her ne kadar düşüşte olsa da Play-Off’un iddialı takımlarından. Sarı-Lacivertliler, çok az bir süredir tam kadro olarak çalışıyor ve tam kadro olarak maça çıkıyor. Dün sezonun en iyi savunmalarından birini yaptılar Milano’ya karşı. Rakip kısalara önlem almışlardı. Ve en önemlisi rakipten daha çok ribaunt aldılar.
Malcolm Thomas...
Oyunu sürekli olarak kontrol eden taraf Fenerbahçe’ydi. Fark bir ara 17 sayıya kadar çıktı. Ama takımın bu yılki en büyük sorunu maçı koparamamak. Milano, çok düşük bir yüzde ile şut atmasına rağmen Fenerbahçe’nin özgüven eksikliğini iyi değerlendirdi, fark bir anda 2 sayıya kadar indi. Akıllara da, Zalgiris, Zenit ve Valencia maçları geldi. Ama bu kez o hatayı yapmadı Kanarya.
Obradoviç’in molası sonrası Kaliniç,De Colo ve Sloukas ile gelen üçlükler Fenerbahçe’ye hayati bir galibiyet getirdi. İlk yarıyı 4 kısa oynayan ve bunda çok başarılı olan Fenerbahçe’de, ikinci yarı Williams oyuna girip iki uzuna dönülünce ritm bir anda kayboldu. Ama sorunu çabuk çözdüler.
Malcolm Thomas geldiğinden beri çok faydalı oynuyor. Dün skora da katkı yaptı. Vesely’nin savunmada yapamadığı tüm işleri yapıyor. Ortayı kapıyor, ribaunt alıyor, çabuk ayaklara sahip olduğu için kısalara geçilmiyor vs...
Fikstür avantajı
Vesely de, bu yılki en iyi oyununu çıkardı. İstekli ve arzulu. Henüz tam formunda değil. Thomas’la beraber oynadığında daha faydalı olabiliyor. Play-Off potası ile fark 1 galibiyete indi. Fikstür avantajı Fenerbahçe’de. Yukarıdaki takımların hepsi İstanbul’a gelecek. Umarım Milano maçı bir başlangıç olur...
‘’Nazar değmesin!‘’
Anadolu Efes’in oynadığı basketbolu yazacak ya da tarif edecek çok fazla kelime yok aslında... Futbol klişesi vardır, ‘şiir gibi top oynuyorlar’ diye. Süratli, akıcı, tempolu, bol paslı, bol skorlu bir basketbol oynadıkları... Oyuncular birbirlerini o kadar iyi tanıyorlar ve anlıyor ki, adeta gözü kapalı oynuyorlar. Dunston yoktu, ‘ah, vah’ dediler Efes önüne geleni yenmeye devam etti. Son maçlarda Micic yok, farkeden bir şey de yok. İç sahada sırasıyla Maccabi, Khimki ve Milano’yu 20 farkla yenen Anadolu Efes, dün de Asvel’i İstanbul’da kaldığına pişman etti.
Tek eksik Moerman
5. kez 100 sayı barajını aştılar. Tam 27 farkla kazandılar. Biraz kendilerini sıksalar, savunmada azıcık takılsalar 50 fark rahat olurdu. Tamamen farklı bir boyutta basketbol oynuyor Anadolu Efes. Ergin Ataman, 1.5 yılda harika bir takım yarattı. Bu takımı da harika yönetiyor. Sezonun MVP olması kuvvetle muhtemel ismi Shane Larkin, dün yine yanıyordu. İlk yarıda 19, maç bitimi 29 sayıya, 45 verimlilik puanına ulaştı. Tek eksik Moerman. Sakatlıktan çıkan Fransız yıldız da ritmini bulduğunda, Ergin Ataman’ın elinde fazladan bir silah daha bulunacak.
Sağlıklı ve form olarak...
Real Madrid’in iki yenilgi aldığı haftada Efes liderliği büyük ölçüde garantiledi. Önemli olan liderlik değil, Play-Off ve Final-Four’da sağlıklı ve form olarak zirvede bulunmak. Şu an itibariyle Efes uzak ara favori görünüyor. Aman nazar değmesin...
‘’Olmadı mı olmuyor‘’
Üst üste 3 maç kazanan Fenerbahçe Beko için her maç bir final artık ama Barcelona gibi bir takımı yenmesine çok ihtiyaçları vardı. İlk 8 sıradaki takımlara karşı henüz kazanamayan Kanarya, Barcelona önünde iyi basketbol oynayamadı belki ama çok iyi mücadele etti. Sürekli maçın başında verilen 11-0’lık diferansı kapamak için sürekli ekstra birşeyler yapmak durumunda kaldılar, ekstra efor sarfettiler. Bu da top kayıplarının artmasına neden oldu. Barcelona çok uzun ve kalın oyunculardan kurulu bir takım. Savunmaya yerleştiklerinde bırakın potayı görmeyi, pas vermek bile güç olabiliyor. Fenerbahçe de bu savunma karşısında çok zorlandı.
Ama aynı savuma gayreti ile cevap verince, çok da güzel bir yerde öne geçti. Kapılan toplar sonrası Ali Muhammed’in turnikesi ile 17 sayıdan öne geçti Kanarya. Ama sezon başından bu yana çözülemeyen ribaunt ve top kaybı sorunları yine başına bela oldu Fenerbahçe’nin..
Basketbola Fransız!
17 top kaybı ve verilen 11 hücum ribaundu. Böylesine kritik bir maçta Barcelona’dan daha yüksek bir yüzde ile şut atmasına rağmen, Barcelona’dan tam 12 top daha az potaya attı Sarı-Lacivertliler. O gösterilen emeğe yazık.
Her şeye rağmen maç yine geliyordu. 7’de ‘0’ üçlük atan Williams, bir tane soksa, skor son anlarda kafa kafaya gelecekti. Ama olmadı. Hakem sorunu da devam ediyor. Fenerbahçe ile büyük sıkıntılar yaşayan Damir Javor’un bu maça verilmesi son derece gereksizdi.
Fransız Bissang ise basketbola Fransız. Daha ilk saniyede vatandaşı De Colo’ya faul uydurdu, itiraz eden Obradovic’e racon kesti.
Kötü bir hakem, ayrıca son derece kompleksli. Bu seviyelerde maç yönetmemesi gerekiyor. Sonuç olarak hayat devam ediyor. Play-Off şansı halen var ama iç sahada alınan bu yenilgiler acı veriyor ve moral bozuyor.
‘’Sıra geldi Barça'ya‘’
2020’yle birlikte Play-Off şansı yeniden doğan Fenerbahçe Beko, bugün kritik bir maça çıkacak. Sarı-Lacivertliler, Final-Four adaylarından Barcelona’yı ağırlayacak. Kanarya, İspanyol ekibi karşısında 3 maçlık galibiyet serisini sürdürmeye çalışacak.
Kabus gibi başlamıştı sezon Fenerbahçe için. 2019 yılı sona ererken sadece 5 galibiyet alabilmişti Sarı-Lacivertliler. Ne 5 yıldır Final-Four oynayan bu takım, ne de Obradoviç için hiç alışık olan bir şey değildi bu.
Fikstür dezavantajı bitti
Hele ki iç sahada alınan Zalgiris, Zenit ve Valencia gibi takımlara karşı alınan yenilgiler umutları tüketmek üzereydi. Ama 2020 yılı çok farklı başladı... Önce Atina’da Olympiakos, ardından Vitoria’da gelen Baskonia galibiyeti ve son olarak farklı kazanılan Asvel maçı... Fenerbahçe Beko için Play-Off şansı yeniden doğdu. Fikstür dezavantajı da bitti.
Barcelona yaralı geliyor
Fenerbahçe ilk sekiz sırada bulunan takımlardan Barcelona, Real Madrid, CSKA Moskova, Maccabi, Panathianikos, Milano ve Kızıl Yıldız gibi takımları evinde ağırlayacak. Bu büyük bir avantaj. Tabii ki maçların kazanılması halinde. İlk rakip ise Barcelona. Barça, İstanbul’a yaralı geliyor. Sırasıyla, Baskonia, Anadolu Efes ve Maccabi’ye yenilen, ligde de sahasında Bilbao’ya mağlup olan Barcelona’da coach Pesiç tartışılmaya devam ederken, Fenerbahçe ise tam kadro olarak rakibi karşısına çıkacak. Yeni gelen Thomas ve Nunnally katkı vermeye başladı. İyileşen Vesely, çok hırslı ve enerjik göründü. Sloukas ve De Colo da beraber oynamaya alışmaya başladı.
Henüz büyük maç kazanamadık
Bu yılki en kritik maçını oynayacak belki Fenerbahçe. Henüz hiç büyük maç kazanamadılar. Böyle bir zafere çok ihtiyaçları var. Barça galibiyeti puanın yanı sıra, moral ve özgüvenin artmasına da neden olacak.
‘’Fenerbahçe adım adım‘’
2020 yılında bambaşka bir Fenerbahçe Beko izlemeye devam ediyoruz. Kötü gidişat sonrası önce Olympiakos’u, ardından da Baskonia’yı deplasmanda deviren Kanarya, dün de sıralamada kendisinden yukarıda bulunan Asvel Villeurbanne’ı çok üstün bir oyundan sonra farklı mağlup etti. Thomas ve Nunnally takviyelerinin ardından Vesely’nin iyileşmesi, Lauvergne’nin tekrar kadroya dahil edilmesi, Sarı-Lacivertliler’de rotasyonu da oldukça genişletti. Savunmasını giderek oturtan Fenerbahçe, Asvel’i 60’lı sayılarda tutarken, ribauntlarda da ilk kez bir maçta rakibine üstünlük sağladı.
Sloukas’a dinlenmek yaramış
Vesely tam olarak hazır olmamasına rağmen, takımda eksik olan enerjiyi getiren isimdi. Nunnally, İTÜ maçından sonra Asvel’e karşı da üçlüklerini gönderdi. Son iki maçta forma giymeyen Sloukas’a, dinlenmek yaramış. Yunan oyun kurucu 10 sayı atarken, tam 10 asistle ‘double-double’ yapmayı başardı.
Üst yerlere doğru...
De Colo, Williams ve Datome de skor yükünü sırtlarken, özgüveni gelmiş, taraftarıyla bütünleşmiş bir Fenerbahçe izledik sahada. Kanarya, üst üste Barcelona ve Milano’yu ağırlayacak. Bu maçlarda da alınacak iki galibiyet Fenerbahçe’yi belki de tahmin ettiğinin de üstünde yerlere taşıyabilir.
‘’Fener telafi ediyor‘’
Sarı-Lacivertliler, önce Olympiakos’u deplasmanda yendi, ardından da Baskonia’yı İspanya’da devirdi. Fikstür avantajı, Vesely’nin iyileşeceğini ve yeni transferlerin de katkı vereceğini düşündüğümüzde Fener, Play-Off umudunu artırdı.
Euroleague’de şaşırtıcı bir başlangıç yapan ve ilk yarıyı 1 maçta sadece 6 galibiyette tamamlayan Fenerbahçe, 2020’ye çok iyi başladı. Önce Olympiakos’u deplasmanda yenen Kanarya, ardından Baskonia’yı İspanya’da devirdi ve Play-Off için umutlandı. Kazanmanın yanı sıra, Fenerbahçe’nin bu iki maçta oyununu da geliştirdiği gözlendi. Özellikle sezon başından bu yana en büyük sorun olan ribauntlarda, en azından rakiplerine yenilmemeye başladı Fenerbahçe Beko. Formsuz oyuncuların bazıları da devreye giriyor. Özellikle de Westermann.
Rekorunu egale etti
Geldiği günden bu yana çok tartışılan ve gönderilmesi gündemde olan Fransız oyun kurucu, Bursaspor maçında son 5 sayıyı atarken, Baskonia’ya karşı da inanılmaz bir üçlük performansı sergiledi. 8 üçlüğün 7’sinde isabet bulan Westerman, 21 sayıyla kariyer rekorunu egale etti. Fenerbahçe’nin an itibari ile Play-Off potası ile arasında 2 galibiyet fark bulunuyor.
16 maçın 9’u İstanbul’da
Geride de 16 maç var. Kanarya, bu 16 maçın 9’unu İstanbul’da oynayacak. Fikstür avantajı ve Vesely’nin iyileşeceğini, yeni transferlerin de katkı vereceğini düşündüğümüzde Play-Off için fazlasıyla umutlu Sarı-Lacivertliler.
Önümüzdeki hafta çift maç haftasında sırasıyla Asvel ve Barcelona’yı ağırlayacak olan Kanarya, bu iki maçı kazandığı taktirde çok büyük avantaj sağlayacaktır.
‘’Efes'ten efsane galibiyet‘’
Euroleague'in en pahalı ve en güçlü kadrosuna karşı oynuyordu Anadolu Efes. İlk maçta Larkin yoktu, dün ise Miçiç...
İki kısanın rakibe üstünlük sağlayıp, kazanacağını düşünüyordum maçtan önce Efes'in. Ama Miçiç'in yokluğu kafalarda soru işareti bırakmıştı.
Fakat Efes öyle bir oyun oynadı ki, Barcelona'nın tüm çabalarına, savunmadaki sertliğine, hakemlerin buna izin vermesine rağmen hiç ama hiç geri adım atmadı, müthiş bir karakter koydu ortaya...
Ergin Ataman takımı çok iyi hazırlamış. İlk yarıda Delaney'in çılgın performansı olmasa, belki çok farklı kazanacaktı Lacivert-Beyazlılar, ama böylesi daha güzel ve anlamlı oldu.
Miçiç'in yokluğunda Beaubois'ye çok iş düşüyordu. Fransız gününde değildi. Hücumda ortalarda yoktu ama savunmada hiç gayret göstermedi. Çoğu sayı onun tuttuğu oyunculardan geldi.
Sertaç ve Pleiss pivotları çok iyi savundu.
Larkin, kendisine fazlasıyla önlem alınmasına rağmen inanılmaz bir basketbol oynadı. Hiç zorlamadı, gerektiğinde sahne aldı 26 sayı ve 5 asistle yine damgasını vurdu.
Simon, Singleton, Peter ve Anderson da inanılmaz katkı verdi.
Son çeyrekte biraz da hakemlerin itmesiyle 14-0'lık seri yakaladı Barcelona. Geriden gelip 7 sayı öne geçmişti Barcelona. Tribünler coşmuştu.
Burada Ergin Ataman faktörü ön plana çıktı. Baktı maçın kontrolü gidiyor, ilk teknik faulunu bilerek aldı. İkincisinde ise dayanamadı, atıldı.
Bu maçın dönüş noktasıydı. Larkin potaya gidiyor, tekme tokat dövülmesine rağmen faul çalınmıyordu.
Ataman oyun dışı kaldıktan sonra takım müthiş bir karakter ortaya koydu. Hakemler normale döndü. Yardımcı antrenör Yakup Sekizkök de bu son 5 dakikayı müthiş yönetti. Çok sakindi, çok doğru kararlar aldı. Kolay değil, 8 sayı öndeyken, böyle bir deplasmanda 7 sayı geri düşüp tekrar ayağa kalkmak. Bu bölümde Larkin, Singleton ve Peters'ın üçlükleri inanılmazdı. Simon da son savunmayı müthiş yaptı.
Efes çok ama çok görkemli bir galibiyet aldı Palau Blaugrana'da. Hem ilk maçı rövanşını aldı Efes, hem de büyük bir gövde gösterisi yaptı. Emeği geçen herkese kocaman tebrikler.
Not: Ergin Ataman'la 15-20 gün önce yaptığımız sohbet sırasında, 'Bak gör, Barcelona'yı orada geçen yıl Play-Off'ta yendiğimiz gibi çok farklı yeneceğiz' demişti. Dün maçtan önce bunu hatırlattığımda, 'Bilmiyorum. Miçiç yok. Bakacağız' dedi. Gerçekten de gününde bir Miçiç olsa, maç ilk yarıdan biterdi. Sadece biraz heyecan oldu.









































