Fanatik yazarlarının Galatasaray - Benfica maçı yorumları
Randıman alamıyor (Mehmet Demirkol)
Karşı presi doğru yapmadan Benfica’yı zor duruma düşürmek kolay değil. Yani onlar kaptıkları topla hızlı çıkmaya çalışırken topu kazanıp dengesizleştirebiliyorsunuz Portekizlileri.
Ona odaklanmış savunmayı ona toplu topsuz yaklaşarak dağıtmak meşgul etmek şart. Ancak bunu her an kontra yeme riski varken sağlamak zor. Linnes ve Nagatomo tedirginlikle hücuma çok katılamazken kalabalıklaşmak kolay değil.
Terim belki de bir destek santrforla onu denese daha yüksek randıman alabilir. Emre Akbaba’nın dönüşüyle Diagne’nin dönüşü de gerçekleşebilir.
Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Şu deplasmanda atılan gol zırvası ne zaman kalkacak? Eski zamanlarda deplasmanın yolu, şusu busu eziyet olduğundan konulmuş bu kural artık yarardan çok heyecan kaçırıcı. Gereksiz.
Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Benfica makinesi yaz sonundan bu yana oldukça hızlanmış. Hep bir adım öndelerdi. Seferoviç’in bunda payı büyük. Takımla çizilmiş bağlantılarını gücü, hızı ve becerisiyle mükemmelleştirdi. Luyindama ve Marcao’yla boğuşup çoğunlukla üstün çıkmak az iş değil. Premier League seviyesi.
Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
İspanyol hakemin çaldığı penaltı. Kılpayı dengede giden oyunda köprüyü yıkan bu karar oldu. Zar zor üstünlüğü aldığımız dakikada çaldığı işgüzarlık. Fikir yürüttü. Tam emin olamadı. Muhtemelen Marcao’nun kolunun açık olması ve topun sekmesinden bir sonuç çıkardı.
Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Galatasaray orta sahası kağıt üzerinde parlak ama çok azı oyuna tam adapte oluyor.
Hayal kırıklığı (Erman Özgür)
Maçın başından itibaren ceza sahası içinde çoğalmakta zorlananan Galatasaray’da boş alan bulmak adına çabuk düşünen oyuncu sayısının az olması pozisyon fakiri bir ilk yarı getirdi. Benfica’nın 23.5 yaş ortalamalı genç ve enerjik kadrosu oyunu dar alana çok iyi çekti ve hata bekledi.
Bu hatayı da Marcao’nun tartışılabilecek pozisyonda kolunda bulup Salvio ile avantajı aldı. 2. yarıya oyun olarak iyi başlayamasak bile Nagatomo’nun ortasında Luyindama ile golü bulup umutlandık.
Fakat Marcao’nun savunma arkasına atılan topta Seferoviç’in golü adeta hem taraftarı hem de oyuncuların direncini kırdı. Fatih Terim’in Mariano-Sinan hamlesi bile bu direnci arttıramadı.
Sonuçta Benfica tur için yeterli sayılabilecek skoru üstelik rotasyonlu kadrosu ile almayı başarırken, Galatasaray çok yüksek kaliteli bir takımla oynamamasına rağmen oynadığı futbolla hayal kırıklığı yarattı.
Gecenin sorusu (Erman Özgür)
Tur şansımız nedir? Ben futbolda mucizelere inanırım. Ancak buna benim değil Galatasaraylı oyuncuların inanması önemli. Üstelik Benfica öyle pozisyona girilemeyecek bir rakip falan da değil.
Maçın starı (Erman Özgür)
Seferoviç tam bir deplasman santrforu gibi oynadı. Top rakipteyken iyi boğuştu ve stoperleri hataya zorlama çabasının karşılığında harika bir de gol attı.
Maçın olayı (Erman Özgür)
Marcao Trabzon maçında bıraktığı yerden devam etti. O maçta yaptığı hatalardan bir gol yiyen Galatasaray, Benfica maçında 2 gol birden yedi.
Kısa mesajı (Erman Özgür)
Mağlubiyete rağmen ayakta kalan Luyindama, Galatasaaray’ın en iyisiydi.
Galatasaray'a mesaj; Türkiye'de kal (Umut Eken)
Ligimizin kalitesini bu tür maçlarda daha iyi anlayabiliyoruz. Benfica gibi belli bir şablonda, sistematik şekilde oynayan takımlar geldiğinde aradaki farkı görebiliyoruz. Galatasaray normal şartlarda Türkiye için yeterli bir iç saha oyunu oynayabildi. Skoru belirleyen ise Benfica'nın 90 dakikalık gösterisi.
Evet bu bir gösteri. Defalarca çalışılmış, ezberlenmiş, her ihtimali düşünülmüş bir oyun.
İspanyol hakemin penaltı kararını tartışalım tamam ama 90 dakikanın genel fotoğrafı farklı olmaz. Benfica öne geçtiğinde de beraberlikte de skora göre oyunlar oynayabileceğini gösterdi.
Muhtemeldir ki geri düşseler de bir başkaldırı oyunu sergileyeceklerdi. Galatasaray'ın oyun içinde fark yaratmaya çalıştığı tek an ise oyuncu değişiklikleri için tabelanın kalktığı dakikalardı.
Tekrarı izlenesi bir mücadeleydi. Benfica'nın top Galatasaray'da iken nasıl yerleştiğini, Muslera oyunu hızlı başlattığında hücumcuların nasıl geri koşarak boşlukları doldurduklarını, çok basit düz paslarla, sahayı bir çizgiden diğerine nasıl kullandıklarını tekrar tekrar izlemeli.
Galatasaray'ın yapamadıklarını da görmeli elbette. Onyekuru'nun boş alan bulduğu anlar dışında Benfica savunmasını tehdit edememek büyük problemdi mesela. Diagne'nin iki stoperin düzenini bozamaması, bir başka etken.
Bu ikilinin arasına Belhanda'yı, Feghouli'yi sokamamak da önemli bir dertti. Bunlar olamadığı için oyun bu şekilde ilerledi. Bir 90 dakika daha oynansa, belki skor değişebilirdi ama iki ekibin oyunu çok farklılaşmayacaktı.
Galatasaraylılar'ın yine de enseyi karartmaması lazım. Bu oyun, Türkiye sınırları içinde yeterli. Bu bakımdan Fatih Terim ve öğrencileri için iyi bir test maçıydı.
Trabzonspor maçındakine benzer şekilde 15, 20 dakikalık kesintisiz yüksek tempo ile ne yapabileceklerinin sinyallerini verdiler.
Enerjisini ekonomik kullanan Galatasaray için tek kulvar -kupa yedeklere teslim edildiğinde- daha az yıpratıcı olacak.
Dün geceki maçın Galatasaray'a mesajı da buydu; Türkiye'de kal, güçlü kal.
Yüzde yüz penaltı değil! (Deniz Çoban)
Dün akşam oynanan maçın İspanyol hakemi Jesus Gil Manzano 25. dakikada çaldığı hatalı düdükle, maçın gidişatını önemli ölçüde etkiledi. 25. dakikada sol kanattan yapılan ortada Manzano, Marcao’nun ceza sahasında topla elle oynadığı gerekçesiyle penaltı noktasını gösterdi. Aslında top Marcao’nun koluna temas etmemişti. Penaltı kararı yüzde 100 hatalıydı.
Penaltı gol olunca haksız yere Galatasaray geri düştü. Maçın hakemi maç süresince olumsuz beden diliyle, özellikle Galatasaraylı oyuncuları sinirlendirdi. Başarısız bir maç yönetimine imza attı.
Olmadı mı, olmuyor! (Oğuz Dizer)
Benfica dün gece, daha klas beceriliydi ev sahibinden. Bu gerçeği inkar, futbol realitesini inkar olur! E bir de, ölü suratlı İspanyol düdük, tuz biber ekti bunalımlı Aslan hal ve gidişi üzerine. Manzano penaltısı, ‘penaltı’ gibi değil; emperyalist bir profilin outlet kriterlerinde defolu resmiydi sanki.
Hele hele Gedson! Sarı kart gördüğü pozisyonda isyan ediyor, utanmasa Ndiaye’nin bir organını alıp eve ganimet diye götürecek yani. Hakem; 83 Gedson ve arkadaşlarının bilumum kalkışmalarına, hep manasızca baktı.
Nagatomo göbek saplaması kırık Made in Japan age 44 kamyonet gibi başladı ve öyle gitti. Ama hayrettir fatura Pasifik istikametine değil, fiyortlara kesildi! Linnes gitti. Diagne durdu! Başka duranlar da vardı tabii.
Luyindama golü, tribünlerden yükselen yersiz seslere bir (!) işareti, Galatasaray’ın yediği 2. gol de, Portekizliler’in ‘futbola doğru istikametten bakın’ sinyali değil de neydi? Futbolumuzun fena halde sırıtan beka sorunu için, mutlaka kendimize gelmeli; içsel çekişmelerimizi daha doğru kriterlerle emar kontrolüne sevk etmeliyiz.
Gecenin sorusu (Oğuz Dizer)
Faruk Süren milyon dolarlar saçtığı Mecidiyeköy ASY projesi sonrası yeni stada gelirken acaba ‘ben ne yaptım?’ Diye zerre pişmanlık yaşadı mı? Dün gece trafiği aşmaya çabalarken, hep bu sorunun cevabını aradım!
Maçın starı (Oğuz Dizer)
Daim başarılarını paylaştığımız Nagatomo, dün gece tam bir yıldız kayması olayı yaşamış ve yaşatmıştır.
Maçın olayı (Oğuz Dizer)
Her hoşa gitmeyen top kullanımında, tribünlerden yükselen homurtulu nidalar, Galatasaray taraftarları erdemli ve özgün karakter yapısına uymaz. Nokta!
Kısa mesaj (Oğuz Dizer)
Türk futbolu gerçekleri bir kısım kadrolu TV yorumcularınca, merdiven altı statüsünde eleştirildikçe, gerçek tespitleri yakalamak mümkün olamaz. Olmaz!
Pozisyon vermeden yenildi (Yasin Cam)
İki ayaklı bir Avrupa kupası maçında, hem de kendi evinde 2-1 kaybetmek, turu mucizeye bırakmak demektir. Penaltıya kadar Galatasaray’ın futbolu hiç fena değildi. Ancak Diagne’nin etkisizliği ve Fernando’nun inanılmaz top kayıpları, oyunun yeniden çevrilmesi adına büyük sıkıntı yarattı.
Zoru başardılar ama... (Yasin Cam)
Maçın başında baskı Galatasaray’dan beklenirken, Benfica’nın presi bunalttı. Sarı-Kırmızılı oyuncular bu baskıyı çabuk kırmayı başardı ve oyunu 20. dakika itibarıyla rakip yarı sahaya yıktı. Kendi ligindeki son 6 maçını kazanırken, 26 gol atıp sadece 5 gol yemiş formda ve dinamik bir takıma karşı oyun üstünlüğü yakalamak zordur.
Galatasaray bunu başardı, ancak bir penaltı kararı tüm planları bozdu. Top Marcao’nun koluna çarptı mı çarpmadı mı tartışması bir yana, Brezilyalı futbolcunun harmandalı oynar gibi yaptığı müdahale çok anlamsızdı.
VAR sistemi olmayınca! (Yasin Cam)
İspanyol hakemin tartışmalı kararlarının yanında, Benficalı oyuncuların her fırsatta yüzlerini tutarak aldatmaya yönelik hareketleri sinir bozucuydu. VAR sistemi, Avrupa Ligi’ne bir an önce dahil edilmeli. Galatasaray ikinci yarıda yine çok hareketliydi. Nagatomo’nun şık ortasına, Luyindama’nın nefis kafa vuruşu umutları tazeledi.
Ortada pozisyon yokken 64’te gelen bir uzun top ve Seferovic’in Marcao’yu yıkarak attığı gol ise Aslan’ın direncini bir kez daha kırdı. Fatih hocanın hamleleri skoru değiştirmeye yetmedi. Tur buradan döner mi? Zor, ama imkansız değil.