Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni öncesi, ilk heyecanı dün okçuluktaki sıralama atışlarıyla yaşadık.
Slovakya’daki karşılaşmanın ilk yarısı, tatsız bir hazırlık maçı havasındaydı. Tatsızdı çünkü Trabzonspor hiç hazır gözükmedi. Ne fiziksel ne de mental olarak!
Uğurcan Çakır geri dönerse Trabzonspor da geri döner. Sırf Uğurcan Çakır’ın verdiği ışık bile umut verici kabul edilebilir.
Lecce karşısında izlediğim Galatasaray, transfer olmasa da olur gibi gibi düşündürttü valla. Bravo Okan Buruk ve Sarı Kırmızılı Aslanlar. Mükemmel bir kamp süreci yaşıyor ve sevenlerine umut enjekte ediyorlar.
Buradan defalarca kez yazdığım, birçok kez örneklerle bahsettiğim, çok basit hayatın her alanına uygulanabilecek bir formül var; Algı-Beklenti=Tatmin.
Fenerbahçe ve Mourinho Avrupa macerasına fırtına gibi başladı. Devamı gelir mi? Gelmezse sürpriz olur, diyelim ve gelecek turları bekleyelim.
Dzeko 38 yaşında ama hala çok klas hala büyük bir lider ve hala eşsiz bir santrfor. Yaptığı hat-trickle gecenin yıldızıydı ama diğer yandan da santrfor rotasyonundaki rekabet ateşinin ne seviyede olacağını da göstermiş oldu.
Yıllardır sporun içinde olan ve özellikle de futbol, basketbol ve tenise ilgisi yoğun birisi olarak 14 Temmuz 2024’de de İspanya’nın yerine Türkiye’nin olmasını çok isterdim..
Sanat önemli konu. Mesela ‘yalan’ sanatının nirvanası da 1996’dan itibaren maalesef Galatasaray Kulübü; bir kısım başkan ve yöneticileri tekelinde! Harcama sanatı etkinliklerinde de, ellerini tutabilen yok evvel Allah.
