MENÜ

Kabus sürüyor

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe, 18. haftada Konyaspor’u yendiğinde en yakın takipçisiyle puan farkını 10’a çıkarmıştı. Şubat ayına girerken tablo toz pembeydi, fikstür ve Emenike’nin sakatlığı dışında. Küresel ısınma bile Fenerbahçe’ye pozitif yansıyacağa benziyordu. Zira şubat ayında kardan, buzdan göz gözü görmeyecekken hem Eskişehir’de hem de Sivas’ta halı gibi saha bulmak pas temelli bir takım için büyük avantajdı.

Fakat şubat ayı resmen kabus oldu Ersun Yanal ve öğrencilerine. Fenerbahçe bu süreçte 4 maç oynadı 4 puan aldı, 8 puan uçtu gitti. Yani maç başına 1 puan. Bu kaybedilen 8 puanda hakemlerin etkisi büyük buna şüphe yok ama Ersun hocanın geç kalan hamlelerinin ve Fenerbahçeli futbolcuların kırılgan yapısının da etkisi yadsınamaz.

10 dakika 5 pozisyon

Fenerbahçe'nin ligde attığı 48 golün 23'üne imza koyan 5 as oyuncusu yoktu dün gece sahada. Bekir ile Kadlec bu sezon ilk kez birlikte stoper tandemini oluşturunca Ersun Yanal riski mininmuma indirmek için orta sahayı Topal-Cristian ve önlerinde dripling yeteneğine sahip Alper'den kurdu. Bu orta saha Elazığ'ı ilk 10 dakikada çıkarmadığı gibi tam 5 net pozisyon üretti.

Elazığ resmen evrim geçirmiş

Dün gece sahaya çıkan Elazığspor'un kadrosu resmen evrim geçirmiş gibiydi. Ligin ilk yarısında Kadıköy'e gelen Bordo-Beyazlı takımdan tam 8 oyuncu dün sahada yoktu. Devre arasında yapılan transferler bir yana Okan Buruk çok radikal bir kararla doğma büyüme stoper Bilica'yı ön liberoya atarak Emre'nin yokluğunda rakibin görece yumuşak karnına baskı yapmayı planladı. Bunu Mourinho Real Madrid döneminde Pepe'de denemiş, Chelsea'de ise David Luiz'i zaman zaman ön liberoya iterek rakiplerin planlarını bozmuştu. Okan hoca da Mourinho'ya özenmenin meyvesini ilk 10 dakikadan sonra topladı. Okan Buruk, orta alanda Bilica'nın limitli yeteneklerinden ziyade fiziksel direnciyle kurduğu dengeyi Serdar Gürler, Onur ve Deniz'i Fenerbahçe'nin göbeğine hücum ettirerek lehine çevirdi. Golü de böyle buldular.

Kırmızı kart çok abartı

Maça başlangıç planı tutan Ersun hoca, 2. yarıya da yepyeni bir senaryoyla çıktı. Alper’i geçen hafta yıldızlaştığı sol açığa, Kuyt’ı da Emenike’nin yanına gönderince oyunun ibresi Fenerbahçe’yi göstermeye başladı.

Hakem Hüseyin Göçek, 57. dakikada Cristian’a gösterdiği kırmızı kartla oyuna doğrudan etki etti. Bu sezon hakemlerimiz maalesef çok formsuz. Cristian’a gösterilen kırmızı kart çok abartı, biraz da zorlama.

10 kişi kaldıktan sonra Fenerbahçe çok iyi reaksiyon gösterdi. Oyunu dengede tuttu, hatta lehine çevirdi. Fakat Ersun hoca, hücum planında dripling yeteneğiyle önemli rol üstlenen Alper’i çıkarıp 90. dakikada Selçuk’u oyuna almanın izahını iyi yapmalı.

Şubat ayında Fenerbahçe oynadığı 4 maçın ikisinde 90 dakikayı 10 kişi tamamladı, 4 puan aldı 8 puan kaybetti. Galatasaray ile arasındaki fark 10’dan 4’e indi. Fikstür ise Fenerbahçe’nin yanında değil. Zira şampiyonluk yarışında hem Galatasaray hem Beşiktaş hem de Trabzonspor’la deplasmanda oynayacak olmak bile başlı başına büyük tehlike.

Latin liglerine döndük

Spor Toto Süper Lig son yıllarda Latin liglerine dönmeye başladı. Bizde de 'açılış' ve 'kapanış' ligi ayrı ayrı oynanıyor sanki. Apertura'da gelmesi keyifli olan birçok deplasman Clausura'da kabusa dönüyor. Elazığ da ligin ilk yarısının en yumuşak deplasmanlarından biriyken şimdi korku tüneli haline geldi. Yani Apertura'nın küme düşeni Elazığ, 5 hafta geride kaldığında 10 puan toplayarak Clausura'da zirve mücadelesi veriyor. Apertura'nın şampiyonu Fenerbahçe ise kapanış liginde 7 puan alabildi.

YORUM YAZ