Sen kimden torpillisin

Haberin Devamı ›
Ahmet Kurt 'işkembe-i kübra'dan sallamış yine. Nasihatıma uyup yazısını sabah yazdığı için teşekkür ederim. Ama uykusunu alamamış belli ki.
Sırayla başlayayım hakkımdaki iftiralara yanıt vermeye... Açık açık yazmıştım ama anlamamış demek ki...
Kurt Abi!..
Olayı kişiselliştirdiğimi söylüyorsun.
Bana iftira atan, haysiyetimle, şerefimle oynayan sensin!.
Kişiselleştiren sensin. Seninle aynı fikirde olmadığım, aynı şeyleri düşünmediğim için kolayca iftira atabiliyorsun.
'Bu kadar kolay mı bu işler' diye düşünürdüm. Kolaymış gerçekten.
Benimle 'senli-benli' konuşma diyorsun.
Sen bana resmen 'satılık kalemsin' deme fütursuzluğunu gösteriyorsun, sonra da saygı bekliyorsun. Sadece senli-benli yazdığıma dua et bence!
Gelelim iftiralarına.
Basketbol Federasyonu sitesi benim yazılarımı kullandığı için, 'Federasyon'un kadrolu elemanı' iftirasını attın yine.
Benim yazılarımı senin sahibi olduğun internet sitesi de kullanıyor. Başka bir sürü site de kullanıyor. Çünkü bir yazı yayınlanırsa o artık kamu malıdır, herkes kaynak gösterip kullanabilir. Federasyon sitesi de, 'Fanatik' gazetesine yazdığım yazıları senin yaptığın gibi kullanıyor. Sana mı soracaklar hangi yazıyı siteye koyacaklarına? (Hepsini kullanmıyorlar gerçi dikkatini çektiyse). Senin siten ise bütün yazılarımı kullanıyor.
Federasyon torpiliyle bir kanalda beni görürsen, 'vay bu işe alet olacakların' haline diye tehdit de savurmuşsun.
Yani bir kanal beni televizyona çıkarıyorsa ancak federasyon torpili ile olur diyorsun. Benim bilgi birikimlerimin, gazeteci kimliğimin önemi yok sana göre.
İki ay Skytürk'te program yaptım. Kanalın genel müdürü Barış Tümay, sürekli 'senin fikirlerine çok değer veriyorum' deyip dururdu. Onlar çağırdılar gittim. Ekonomik kriz dönemiydi. Ödeme yapamayacaklarını söylediler, yollarımız medenice ayrıldı. Ben gazeteciyim. Ekmeğimi sadece bu işten kazanıyorum. Televizyona çıkma meraklısı değilim. Bilgimin, birikimimin, emeğimin bir karşılığı olmalı. Bedava program yapamam hiç bir kanalda, sen ve senin gibi meraklılar gibi. Konuk olarak giderim o ayrı.
Ardından benim yerime uzun süre o programda sen yer aldın. Seni de mi Basketbol Federasyonu 'torpilledi!'
Ya da başka birileri? Kimdi seni 'torpilleyen', soruyorum?
Sonra, arada sırada Spormax'ten Mustafa İyi ve Volkan Günak programlarına davet etti. Aynı seni davet ettikleri gibi. Hatta bir programda beraberdik. Orada methiyeler düzmüştün hakkımda. Ben Basketbol Federasyonu'nun torpili ile orada olduğumu bilmiyordum! Gazeteci kimliğimle, basketbol yazarı olarak orada bulunduğumu sanıyordum. Meğer o programa ancak federasyon torpili ile çıkılabiliyormuş. Sen öyle söylüyorsun! Demek ki sen de 'torpilli'sin!
Dönelim tehdit kısmına.
Bir kanalla anlaştım diyelim; vay o kanalın halineymiş. Engellemek için elinden geleni yaparmışsın!
'Ekmeğinle oynarım' diyorsun resmen.
Yap da görelim.
Hodri meydan.
Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın.
Dün de yazdım ama anlamamışsın. Gökhan German kimsenin maaşlı adamı, tetikçisi olmamıştır, olmaz da. Ne Turgay Demirel'in, ne de herhangi birinin adamı olmam ben. Ama düşmanı da olmam senin gibi; kişiselleştirmem basketbolu ve mesleğimi. Sen ve senin gibiler gibi hesap kitap yapmam yazılarımı yazarken. İyiyse iyi yazarım, kötüyse kötü. (Gerçi 15 yıldır bu işi yapıyorum, Turgay Demirel ve Basketbol Federasyonu hakkında bir tane bile şu işi iyi yaptılar diye bir yazım olmamıştır. Federasyon hakkındaki tüm yazılarım eleştiri mahiyetinde olmuştur. Ben de haksızlık yapmışım kendilerine!).
Sonuçta ben bildiğimi okurum, inandığımı yazarım.
Bir gün önce eleştirdiğim biri, ertesi gün röportaj da verir bana. Küsmez. Bilir çünkü art niyetimin olmadığını, ne yazdıysam öyle düşündüğüm için yazdığımı.
Ben de sana küsmem, senin iddia ettiğin gibi...
Ama selam da vermem. Geçen gün Abdi İpekçi'de vermedim mesela, ondan sonra hazmedemedin, salladın hakkımda. Bana 'yağcı, yalaka' diyen birine selam vermem ben; çünkü yüzsüz değilim.
Ama sen küçük hesaplar peşinde koşan, sığ fikirleri olan, senin gibi düşünmediği için kolayca insanların haysiyetiyle, şerefiyle oynayabilecek kapasitede biri olduğunu ispatladın cümle aleme.
Seni hırslarınla, hezeyanlarınla, küçük hesaplarınla başbaşa bırakıyorum.
Not: 14 yıl boyunca ilk kez iki gün önce kendi hakkımdaki iftiralara yanıt vermek için Fanatik gazetesinde, Ahmet Kurt'a cevap yazmıştım.
Bu kişisel yazı kuruluşundan bu yana yer aldığım 'Fanatik' gazetesinin her santimetrekaresi değerli olduğu, sütunları da babamın malı olmadığı için sadece www.fanatik.com.tr'de yayınlanmıştır. Okurlarımızın bilgisine sunarım.