Mucize, şans değil inancın zaferi

Haberin Devamı ›
Maç başladığında ne kadar büyük bir takım olduğumuzu düşünüyordum. Kolay değildi Arjantin önünde alınan ağır bir yenilgiden sonra Litvanya gibi bir ekolün karşısına çıkmak. Mükemmel savunma yapıyorduk. Bir çok önemli skorere sahip Baltık ekibini 10 sayıda tuttuk ilk periyotta. Hücumda da 19 sayı ürettik. Farklı mağlubiyetten sonra ayağa kalkmıştık hemen. Ne olduysa ikinci çeyrekte oldu. Aslında hücumda doğru pozisyonları bulduk, ama boş şutlarımız girmedi. Sadece bir basket atabildik, o da Serkan’ın üçlüğüydü. Bir de serbest atış. Devre sona erdiğinde yüzde 28 ile şut atıyorduk, Litvanya ise yüzde 45. Aradaki fark ise sadece 4’tü. Rakamlar bizi umutlandırıyordu. Çünkü ikinci yarıda yüzdemiz normal seviyelere gelecekti. Bu kadar kötü hücum etmemize rağmen, savunmamızla ve aldığımız hücum ribauntları ile ayakta duruyorduk. Aynı savunmayı sürdürdüğümüz taktirde oyuna ortak olacaktık. İkinci yarıda tam işler yolunda gidiyor derken, arka arkaya üç top kaybı yaptı Ender ve Hakan. Fark tekrar açıldı. İlk direnen Engin oldu. Macijauskas’ı sahadan sildi, toplar kaptı, takımı ateşledi. Sonra Cenk sakatlandı, Serkan 5 faul aldı. Hakemler inanılmaz derecede kötüydü. Sadece bir örnek veriyorum Kleize, üç sayı çizgisinin dışından topu yere vurmadan 5 adıma atıp, basketi kaydetti. Skorboard 37.00’yi gösterirken durum 65-53’tü. Ama bu oyuncular şampiyona başlamadan, “Asla pes etmeyeceğiz, ne olursa olsun, sonuna kadar savaşacağız” sözünü vermişlerdi. Yine sözlerinde durdular. Ender ve Ermal 37 dakika boyunca atamadığımız üçlükleri yolladı rakip potaya. Bir sürü top kaptık, Litvanyalılar şaşırmıştı. Ender’in üçlüğüyle beraberliği yakaladık, uzatmada ise adeta şov vardı. Kerem Gönlüm ve Ersan da kritik basketler attı, savunmada ve ribauntlarda büyük katkılar yaptı. Sonuçta İbrahim gibi skor gücünden yoksun başladığımız maçta, Serkan ve Cenk’i de kaybettikten sonra, insanüstü bir gayretle, azimle mücadele edip Litvanya gibi Avrupa Şampiyonu olan, Dünya klasmanında ilk 10 içinde yer alan bir takımı ikinci kez yendik. Hem de ne yenmek. Şans, mucize değil, bileklerinin hakkıyla, aslanlar gibi mücadele ederek kazandı bu takım. İnancın zaferidir bu. Hepinize bir kez daha helal olsun.