Kader günü

Elindeki yegane 4 numaradan yoksun kalan Cim Bom, 3 numaradan devşirme Shumpert ve Haluk’u bu pozisyonda kullanma durumunda kaldı. Doğal olarak çember altında çok ezildi. Üstüne üstlük kısa adam savunmasını da hiç yapamadılar. Ukiç, Jasikevicius, Ömer, Tomas ve Preldziç ilk iki maç zorlanmadan şut atarlarken, 19 isabetli üçlük Galatasaray’ı yıkan faktörlerin başında geldi.
Şimdi seri Abdi İpekçi’ye taşınıyor. Galatasaray, normal sezonda burada Fenerbahçe’yi 56 sayıda tutmuştu.

Taraftar desteği ile beraber müthiş bir savunma sertliği sergilemişlerdi. Yine aynısını yapmaları gerekecek.
Fenerbahçe’yi düzenden çıkarmaları şart. Kendileri çok az hata yapıp, Fenerbahçe’yi kötü oynamaya zorlamaları gerekiyor. Tempoyu mutlaka ellerinde tutmaları gerek. Ama Johnson gibi açık saha basketboluna yatkın, set hücumlarında çok becerikli olamayan, kontrol basketbolunu beceremeyen bir oyun kurucu ile oynamaları, yapmaları gerekenle çelişiyor. Galatasaray, dezavantajlarını avantaja çevirebilirse o zaman kazanma olasılıkları doğacak. Shumpert boş şutları (iki maçta 1/8 üçlük attı) kesin sokmalı. Ermal (6/20 ile şut attı) ve Andriç’in savunma ve ribauntlarda ezilmemesi gerekiyor.

Fenerbahçe’nin, Kaya ve May’den aldığı ekstra katkı değerliydi. Sezon içinde çok parlak istatistikleri bulunmayan May iki maçta 20 sayı ve 19 ribauntla oynadı. Kaya’nın oyuna kattığı enerji ve agresiflik takıma çok olumlu katkı yaptı. Bugün serinin kaderi belli olacak. Fenerbahçe kazanırsa, Galatasaray’ın tüm direnci kırılır, kupa büyük olasılıkla Abdi İpekçi’de havaya kalkar. Galatasaray kazanırsa, senaryo yeniden yazılmaya başlanabilir.