Fener süper Aslan şokta

Sarı-Lacivertliler, Avrupa’da Kublina ve Bibriczkya takviyeli oynadığı için daha derin bir kadroya sahip. Bourges karşısında ilk yarı bocalar gibi oldular ama ikinci yarıda kalite farkı ortaya çıktı. Fransız ekibi düzen içinde oynayan ve disiplinli bir takım. Ama Fenerbahçe’nin öyle hücum silahları var kı, durdurulmaları çok zor. Nitekim ikinci yarıda McCoughrty, Matoviç ve Pondexter biraz parladı, 25 sayı fark oldu. En önemlisi ise kötü giderken bile savunma disiplinlerini bozmamalarıydı. Bu hatayı Galatasaray yapınca onlara pahalıya mâloldu. Kosice de çok organize ve güçlü bir takım. Ama ilk yarıdaki 30 sayılık fark akılalır gibi değildi. Sanki sahada normal sezonda rakiplere potayı bile göstermeyen Galatasaray gitmiş, yerine başka bir takım gelmişti. Bir saniye bile oyunun içine giremediler. Euroleague’in en iyi savunma yapan takımı potasında tam 46 sayı gördü. Hal böyle olunca hücumlar da işlemedi ve 16 sayıda kaldılar.

İkinci yarıda Galatasaray geri döndü ama 30 sayı farkı kapamak hem de Euroleague Final-Eight’i gibi böylesine üst seviyede bir maçta bunu yapmak kolay değildi. Nitekim Sarı-Kırmızılılar mucizenin eşiğinden döndü. Kaptıkları topları biraz sakin olup değerlendirebilseler 30 sayıdan gelip maçı alacaklardı. Ama ilk yarıdaki kötü sonucun en önemli nedenlerinden biri de oyun kurucu eksikliğiydi. Harding maça öyle bir başladı ki inanılır gibi değil. Bir sürü top kaybetti, takımı hiç oynatamadı. Nerede Whalen, nerede Harding... Eğer Galatasaray buradan istediği sonuçla dönemezse bunda üç beş kuruş için Lindsay Whalen gibi dünyanın en iyi oyun kurucularından biri elinde tutamayan yönetimin de büyük suçu olacak.