Fener, geceyle gündüz gibi

7 kişilik rotasyonla oynayan bir rakip karşısında Fenerbahçe’nin patlama yapması şaşırtıcı olmazdı. Nitekim 2. periyottan itibaren Emir Preldziç’in oyuna girmesi, Sefelosha ve Bogdanoviç’in müthiş bir yüzde ile şut atması farkı 24’e çıkarmış, Nancy neredeyse havlu atacak duruma gelmişti.

Ama bu inanılmaz performans bile Fenerbahçe’ye 7 kişilik bir takım karşısında oyunu koparmaya yetmedi.
Çünkü iki oyun kurucu son derece kötü oynadı. Ukiç’in arka arkaya yaptığı top kayıpları ve gereksiz centilmenlik dışı faul, 30’a gidecek maçta Nancy’yi oyunda tuttu. İkinci yarıda da savunma düşünce Samnick ve Shuler gibi vasat oyuncular Batum’a eşlik etti. Yorgun, faul problemine giren bir takımdan bir devrede 52 sayı yemenin bir açıklaması olamaz. Her ikili oyun basket oldu. Linehan gibi sıradan bir oyun kurucu tam 15 asist yaptı. Fenerbahçe’nin iki oyun kurucu Ukiç ve Jerrels, 2/12 isabet oranı ile toplam 4 sayı atabilirken tam 5 top kaybı yaptılar. Kanarya, 24 sayı öne geçtiği maçı ancak 4 farkla alabildi.

Sonuçta galibiyet güzel. Emir’in 12 asistlik performansı görkemliydi. Sefelosha, beklenenden kat be kat fazlasını veriyor, hem hücumda, hem savunmada. Kaya Peker de son yılların en faydalı oyununu sergiledi. Hayatımda gördüğüm en kötü ya da kötü niyetli hakem Mikhaylov dün de, Panevezy’ten sonra Abdi İpekçi’de karşımıza çıktı. Onu gördüğüm yerde tüylerim diken diken oluyor. Yine bir centilmenlik dışı faul, bir de teknik faul çaldı, neredeyse oyunun kaderine etki ediyordu. Umarım Türk takımları hayatları boyunca bu hakemi bir daha görmezler!