MENÜ

İlk adımlar ‘Sağlam' atılmalı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Transfer işinde sanki biraz ders almış gibi görünüyor Beşiktaş... Geçmiş sezonlara oranla abur-cubur bir oyuncu yağması yok bu sefer. Şu ana dek, tercih edilen futbolcuların da gösterişten çok yararlılığı ve devamlılığı dikkate alınmış görünüyor. Dileriz böyle devam eder. Akıllıcası da bu çünkü. Gerçek anlamda bir takım yapısına ulaşılmadan 1-2 yıldız görünümlü oyuncunun sırtına yükleme düşüncesiyle takım kurulmaz. Beşiktaş bu saçma politikalarla 3 yılda 50 milyon Dolar’ı çöpe attı. O 50 milyon Dolar’ın, 15 milyonu hala kediye yüklenmiş sermaye durumunda. Delgado-Ricardinho ikilisi Beşiktaş’ın en güçlü sermayesi gözüküyorsa, malesef durumu da bu şekilde özetlememiz gerekiyor. Tigana’yı geçen sezon saha içinde saha içinde çözümsüzlüğe sürükleyen bu ikilinin varlığı idi. Ertuğrul Sağlam’ı da en çok terletecek olan konu yine aynı olacak. Sağlam, yönetime başta Ricardinho için bir öneride bulundu fakat elden çıkarmanın zorluğu anlaşılınca mecburen çarketti. Beşiktaş’ın genç teknik direktörü lig başlayınca rahat etmek istiyorsa, 4 kritik oyuncusu Ricardinho, Delgado, Burak ve İbrahim Akın’dan verim olarak alacaklarını netleştirmesi lazım. Tigana gibi veresiyeye yazarsa, o da beklentilerinin kurbanı olarak yaya kalır. Cisse, Tello, Koray, Serdar, Mehmet Yozgatlı, Burak ve İbrahim Akın’la kağıt üzerinde oyunun iki yönünü de oynayabilecek bir orta alan birikimi elde edilmiş gözüküyor. Ancak Cisse geldi diye, Tigana döneminin tek ve en güçlü kazancı Serdar defansın sağına çekilecek olursa, bu büyük bir hata olur. Devamlılığı ve savunma katkısı bulunmayan ofansif oyuncuların çokluğunda (İbrahim Akın, Delgado, Ricardinho, Burak) Beşiktaş yine çift ön liberoyla oynamalı, Serdar da bu bölgenin ilk bankosu olarak yine önde tutulmalıdır. Ertuğrul Sağlam, Tigana’dan farklı olarak kenarları çok daha işlevsel olabilecek bir takıma patronluk yapacak. O yüzden elindeki orta alan birikimini çok çok iyi analiz etmesi gerekiyor. Bu arada stoper transferi boğuntuya getirilmesin. Beşiktaş takımının transferdeki en önemli ihtiyacı hala boşta duruyor. At kazığı, gör uzağı Yabancı transferinde geldiğimiz noktaya bakalım biraz. Vasat bir Avrupalı oyuncu bile yıllık 2 milyon Avro’ya maloluyor büyük kulüplerimize. Oysa Türkiye’ye ayak basmadan önce son sezon aldıkları ücret 600-700 bin Avro... Yani kısaca 3 kat fazla para ödüyoruz onları buraya getirmek için. Peki bizi buraya kimler getirdi, iş bilmeyen yöneticiler. Sadece menacerlere teslim olmanın bir sonucu da değil bu. Keşke o kadar masum olsaydı. Fiyatların katlanmasında UEFA’daki davalarımızın payı büyük. Sabıkalıyız ve güveni kaybetmişiz. Tutmayınca göndermişiz. Parasını ödememeyi, kontrata sadık kalmamayı marifet saymışız zamanında. şimdi aynı pazardan bir yerine üçe alıyoruz. Çünkü imza aşamasında yabancı oyuncu kabul ettirdiği fiyatın 3’te 1’lik peşinatını belki de yeterli buluyor. Yerinde kalsa aynı paraya oynayacak zira. Bu arada onun üstüne ne alırsa kar... Onları da teminat altana aldı mı, fiyatlar da buralara ulaşıyor. Yıllar yılı turisti, tezgahtarımızla kazıklayıp bir seferlik satışları kar saymıştık. şimdi cennet gibi koylarımızın ultralüks tesislerinde onlara bahşiş fiyatına tatil yaptırıyoruz. Hem de yalvar-yakar... Sanırım bu transfer işlerinde de benzer bir noktada buluştuk. 5 liraya oynatabileceğimizi artık 15 liraya oynatabiliyoruz. iyi ki zamanında bu kazıklama işine doğru yatırımlar yapmışız, şimdi meyvelerini topluyoruz! Boşuna dememişler keser döner sap döner, gün gelir hesap döner diye...

YORUM YAZ