Türk futbolu bir girdap içinde çırpınır halde. 20 yıldır federasyonlar, merkez hakem kurulları, hakemler değişiyor. Yeşil çimler üzerindeki adalet hissi ise hala eksik.
Maçın başında Opoku, kaleye ilerleme şansı olan Osimhen'i düşürdü. Burada bariz gol şansı sebebiyle kırmızı çıkmalıydı. Hamza'nın, topa koluyla oynadığı pozisyon da penaltıydı. Keny'ye ise yerde kaldığı pozisyonda aldatmadan sarı gösterilmeli ve atılmalıydı.
Fenerbahçe, şampiyonluk hedefliyorsa artık saha içine dönmeli. Konyaspor maçları her zaman sürprizlere açık oluyor. Yalnız bu 90 dakikada Fenerbahçe’nin hata yapma lüksü yok. Ya kazanacak, ya da kazanacak. Aksi sonuçlarda kimse mazeret dinlemez.
Trabzonspor dün akşam, puan tablosunda ait olmadığı bir yerde bulunmayacağını haykırdı.
Gel de düşünme! Eğer Başakşehir aynen Kasımpaşa’nın Fenerbahçe müsabakasına çıktığı gibi çaylak kadro yapısıyla çıksaydı; Ali Koç ve bilumum mecralardaki leşkeri ne yapar, neler söylerdi?
Hafta içinde Ziraat Türkiye Kupası mücadelesinde karşı karşıya gelen ve 2-2 berabere kalan Galatasaray ile Başakşehir, kozlarını bu kez Süper Lig’de paylaştı. Okan Buruk bu maça beklenen 11’i ile çıktı.
Süper Lig’in ilk yarısı biterken Galatasaray için Başakşehir deplasmanı zorlu olacağı belliydi.
Yağmurdan göz gözü görmüyor ve zemin bu kadar kötüyken Galatasaray’ın Başakşehir deplasmanında kazanması Okan Buruk ve futbolcuları adına büyük bir adım.
Galatasaray kritik bir deplasmanda üç puanla dönmeyi başardı. Galatasaray öne geçene kadar maçın geride kalan kısmında iki takımda daha kontrollü bir oyun oynamayı tercih etti. Galatasaray'da bugün en büyük problem isabetli şut atma konusunda yaşandı. 14 şutta sadece üç isabet bu seviye bir takım için yetersiz bir rakam. Bir söz de Başakşehir FK yönetiminde; daha önce şampiyonluk yaşamış bu takımın tekrar zirveye oynaması isteniyorsa çok daha iyi oyuncular transfer edilmeli.
Sihirli bir el değmiş gibiydi...