Bu hafta yazacaklarımı biriktirirken, dün bir anda futbol gündeme atom bombası şeklinde düşen bir basın toplantısı gerçekleşti.
2012 yılında kaleme aldığım “Omerta Pandora” başlıklı yazımda, Türk futbolunun o dönemki çürümeye yüz tutmuş yapısını tarif ederken, iki güçlü sembolü yan yana koymuştum.
Fenerbahçe'nin rakibi Gaziantep FK, Burak Yılmaz geldikten sonra topa en çok sahip olan 3. takım, rakip ceza sahasında en çok topla buluşan 3 takımdan biri ve maç başına 17 şutla en çok şut çeken ekip olmuştu.
Yıllarını futbol sahalarında, düdük çalarak, pozisyon kovalayarak geçirmiş biri olarak bugün Türk futbolunda yaşanan gelişmeleri üzülerek izliyorum.
Bana sorsalar Fenerbahçe'nin Dinamo Zagreb maçının kadrosu açıklandığında ve başlama düdüğünden hemen önce yollanabilirdi Tedesco!
2025 Dünya Şampiyonası'nın 4. gününe Türkiye çifte altın sığdırdı; Emine Göğebakan ile Nafia Kuş kürsünün zirvesine çıktı.
Şampiyonlar Ligi'nden Bodo zaferiyle dönen Galatasaray harika bir zeminde, her maç için olması gereken bir başlama saatinde ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biri olan Göztepe'yi konuk etti.
Yüksek tempolu ve yıpratıcı Bodo Glimt maçından sonra Galatasaray'ın Türkiye Ligi'nde karşılaşmak istemeyeceği takımların başında Göztepe geliyordu.
Maçın hakemi vasatı aşamayan bir yönetim gösterdi. Acemice uygulamalar yaptı. Kartlarında hataları oldu. Fakat oyunun gidişatını etkileyecek kritik hata yapmadığı kanaatindeyim.
Icardi, taraftar için gerçek bir fenomen. O gol attığında taraftar bir başka mutlu oluyor gibi.