Öyle de güzel böyle de
Fenerbahçe, Red Bull Salzburg'a öyle şahane goller attı ki, Sarı-Lacivertli renklere gönül verenler, hangisinin daha güzel olduğuna karar veremedi. Sadece hepsini çılgınca alkışlayıp, bu muhteşem gollerin keyfini çıkardı.
Karşılaşmanın henüz 3.09. dakikası oynanırken, soldan yapılan ortada faul yapılan Alves yerde kaldığında arkada bomboş durumda topla buluşan Soriano, Volkan’ı mağlup ettiğinde, tribünlerde tam bir şok vardı. Sahada mücadele eden futbolcular ise o kadar inançlı ve kararlıydı ki, faulle atılan bu gole çok kısa sürede yanıt vermekte gecikmedi. Dakikalar bu kez 7.06’yı gösteriyordu. Meşin yuvarlak Kuyt’ın kafasına doğru süzülürken, ceza alanı dışındaki Meireles, eliyle “Bana at” işareti yaptı. Hollandalı arkadaşını kırmadı ve kafayla topu ona aktardı. Portekizli de gelişine muhteşem bir vuruşla topu 90’dan ağlara gönderdi. Bu, onun bu şekilde attığı ilk gol değildi. 5 mart 2011 tarihinde İngiltere Premier Lig maçında Wolverhamton ağlarını aynı yerden, aynı vuruşla, topu aynı yere göndererek havalandırmıştı. 16.28’de Kuyt bu kez aradan Sow’u gördü. Tribünlerdeki binler, televizyon başındaki milyonlar, Senegalli’nin o zor topu nasıl önüne düşürüp, döner dönmez ağlara gönderdiğini anlayamadı. Dakikalar 33.05’i gösterirken, bu kez hazırlanış ve vuruş bakımından muhteşem bir gol daha geldi. Baroni kendisine gelen topu yere indirmeden ayak içiyle Sow’a aktardı. Sow ona nazire yaparcasına yine yere indirmeden nefis bir ayak içi plaseyle Webo’yu kaçırdı. Kamerunlu kalecinin ileri çıktığını görünce, topun dibine girip, şahane bir aşırtmayla ağları havalandırdı.
