Fatih Terim'den, Rui Costa itirafı: Galatasaray'a istemiştim

Galatasaray'ın eski teknik direktörü Fatih Terim, Fiorentina'da birlikte çalışma fırsatı bulduğu eski Portekizli futbolcu Rui Costa hakkında açıklamalarda bulundu.

Fatih Terim, şu anda Benfica'nın Başkanlık görevini yürüten Rui Costa’nın doğum günü için Record’a verdiği röportajda birbirinden dikkat çeken konulara değindi.

İşte Fatih Terim'in röportajından öne çıkanlar:

Rui Costa yakın zamanda 50 yaşına girecek, onun için özel bir mesajınız var mı?

"Öncelikle onun 50 yaşında olduğuna inanmanın imkânsız olduğunu söylemem gerekir. Onu daha önce hiç tanımasam ve birlikte çok güzel hatıralar biriktirmemiş olsam, çok rahatlıkla 30-35 yaşında olduğuna beni inandırabilirdiniz. (gülerek) Ne diyebilirim ki? Onunla aramızda her zaman farklı bir ilişki oldu. Bunu baba-oğul, abi-kardeş veya çok iyi iki kardeş olarak, nasıl isterseniz o şekilde tanımlayabilirsiniz. Bu özel günde kendisine bana her zaman bulunması bu zor duyguları hissettirdiği için teşekkür ederim. Sadece ailesi veya Portekiz futbolu için değil, 1972 yılının 29 Mart’ı tüm futbol dünyası için çok önemli bir tarih. O, kendi jenerasyonunun en özel oyuncularından biriydi, artık onun kalitesinde ve sahip olduğu vizyonunda futbolcular görmek hiç kolay değil. Hayatını futbola adayan bir insan olarak, kariyeri boyunca bıraktığı iz ve nesillere aktarılacak olan yeteneğini bizlerle paylaştığı için de kendisine minnettarım. Ama hâlâ çok genç ve futbol için yapacağı şeylerin sınırı yok. Yapacaklarını izlemek için heyecan duyuyorum."

"Galatasaray’a da istedim ama olmadı"

"Fiorentina’da gerçek bir efsaneydi, hem kulüp için hem de şehir için bir idoldü. Uzun süredir kulüpteydi ve artık bir adım daha ileri gitmesi için gereken zaman gelmişti. Ben Fiorentina’ya imza attığımda da, daha öncesinde de adı sürekli İtalya’nın ve Avrupa’nın en büyük kulüpleri ile anılıyordu ama 2001-2002 sezonu öncesi kulübün ihtiyaçları doğrultusunda transfer ihtimali artık daha fazlaydı. Milan’ın başına geçtiğimde, transfer listemin ilk sırasında o vardı. O her teknik direktörün çalışmak isteyeceği bir liderdi, bu yüzden onun Fiorentina’dan Milan’a geçmesi hiç sürpriz değil. Onu daha sonra Galatasaray’a da istedim ama olmadı. İnanın, Türkiye Milli Takımı’na dâhil etme ihtimalim olsa, kesinlikle onu da değerlendirmek isterdim (gülerek)."

Rui Costa nasıl bir futbolcuydu? Taktiksel bağlılığı yüksek bir oyuncu muydu yoksa takıma fantezi katan bir tarzı mı vardı?

"Bugünün futboluna baktığınızda onun gibi bir örnek vermeniz kolay değil. Rui Costa, sırtında 10 numara taşıyan ve buna uygun olarak sahada hem takım arkadaşlarına hem de taraftarlara keyif veren, özel bir oyuncuydu. Bugün 10 numaraların azaldığını söyleyebilirsiniz ama ben farklı bir noktadan olaya bakmak istiyorum. Serie-A, Rui Costa’nın İtalya’da olduğu 12 yılın çok büyük bölümünde Avrupa’nın en iyi futbol ligiydi. Ve aynı dönemde, Serie-A’da Zinedine Zidane, Francesco Totti, Alessandro Del Piero, Roberto Baggio gibi çok önemli rakipleri olmasına rağmen bazı sezonlarda kendi pozisyonunun en iyi oyuncusu olarak kabul ediliyordu. Tüm bunların yanında, bugün çift sekiz numara olarak gördüğümüz orta saha oyuncularının yapabildiklerini de yapan ve box-to-box özelliği ile sahanın her noktasında etkili olabilen bir oyuncuydu. Taktik disiplini çok üst düzeyde, oynadığı kulübe ve kulübesine de sâdık biriydi."

Hâlâ iletişiminiz devam ediyor mu, konuşuyor musunuz?

"Tabii ki, sürekli. Dediğim gibi, o benim için çok iyi bir dost, harika bir aile babası, bir oğul ve bir kardeş. Futboldan ve hayattan konuşuyoruz. Özel günlerimizde birbirimizi sürekli hatırlıyoruz. Galatasaray ile Benfica, UEFA Avrupa Ligi’nde karşılaştığında onu stadyumdaki odamda ağırlama fırsatı bulmuştum. O kadar yıldan sonra aramızdaki sıcaklığın hiç eksilmediğini hissetmek çok güzeldi. Benfica’da çok başarılı işler yapıyor, bize geçtiğimiz sezon transfer konusunda da çok yardımcı olmuştu. Onunla yollarımız kesiştiği için çok mutluyum çünkü sadece olağanüstü bir oyuncuyla çalışmadım, harika bir insan tanıdım."

"Rui Costa'nın kaptan olmasını istedim"

Elbette onunla çok özel anılarımız var. Fiorentina'ya geldiğimde Gabriel Batistuta kulüpten yeni ayrılmıştı. Hem Firenze hem de Fiorentina için büyük bir figür olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. Kaptan olarak seçilecek isim konusunda hiç tereddüt etmedim. Rui Costa'nın kaptan olmasını istedim. İlk görüşmemde bile beni etkileyen bir şey olmuştu. Kendimi ve oyun felsefemizi anlatmak için bir araya geldiğimiz o toplantıda, tahtanın önünde oynamak istediğimiz oyunu tüm ekiple paylaştım. Dürüst olmak gerekirse İtalya'daki genel anlayışın aksine daha baskılı ve ofansif bir oyundu. Oyuncuların biraz şaşırdığını hatırlıyorum ama toplantıdan sonra takım kaptanı Rui Costa, Torricelli ve Di Livio ile birlikte yanıma geldi ve 'Merak etmeyin. Bugün olmasa da bu zihniyete alışacağız ve herkese keyif vereceğiz' dedi. Beni çok etkiledi, açıkçası heyecanlandım. Ve öyleydi, belki de bu oyunu düşündüğümüzden daha erken oynamaya başladık. Hücum futbolu oynadık ve Coppa Italia finaline ulaştık. Serie-A'da 3-4 golle galibiyet aldık. Fiorentina'da hala hatırlanan bir dönemin olması beni mutlu ediyor. Bu takımın kaptanı ve lideri Rui Costa'ydı.

İlgili Haberler

Trabzonspor'un yıldızları, Beşiktaş'ı affetmiyor! 9 gol, 15 asist...